Toplumumuzun büyük bir kesimi; yalan ve ikiyüzlülüğü itibarlı ve vazgeçilmez şeyler sayıyorlar, /özellikle siyaset, ticaret, / kötülük ve hileyi; büyüklük ve akıllılık olarak biliyorlar. Birçok kişiler onu ticaret de sayarlar…
Sokak çocukları emir olmuş/bey, amir, yönetici, idareci/. Riyakar vezir/bakan, vekil..
Yazı yazmayı bilmeyen katip/ bunu birazda yazar olarak da kabul edebiliriz..
Dolandırıcı tahsildar…
Soysuz; soylu (!)
Beceriksiz kimse; yönetici siyasetçi, idareci..
Öğrenmeye muhtaç öğretmen,
Her başına sarık saran âlim/bilgin…
Hamal varlık içinde yüzen biri olmuş….
Birbirlerine küfür etmeyi ve kötü söz söylemeyi marifet sayıyorlar…
İyilik ve cömertliğe kıtlık geldiği böyle zamanda kötülük ve cahillik pazarı en seçkin kimseleri bile kendine çekmiş ve alçaklığın her türlüsü revaç da…
Âlimler geçim sıkıntısı çekerken, cahiller refah içinde yüzmekteler…
Hür kişiler yokluk içinde, yiğitler küskün, bilgililer cahil emrinde, olgun kimseler alçaklık hastalığına tutulmuş…
Makam sahipleri gaflet ve delalet içine düşmüş… iyiyi kötüden ayıran kişiler alçağın elinde esir olmuş…
Gördüm ki; zaman bütün soysuzları yüceltip, şerefli kişileri alçaltmış…
Denizin incileri batırıp leşleri su yüzüne çıkardığı gibi…
Yukarıdaki satırlar, bundan 800 yıl önce; 1200 lü yılların sonuna doğru yazılmış.
İranlı tarihçi Cüveynî’nin Tarih-i Cihangüşa adlı eserinden aldım: sanki bugünkü hâlimizi anlatıyor… demek dün de öyleymiş bu coğrafyanın hâli…
Ortalığa bir bakın: yolsuzluklar… vurgunlar… tartışılan mahkeme kararları… beyt-ül mal’a/ İslam devletlerinde devlet hazinesi/ uzanan eller… şehir eminlerinin marifetleri… saymakla bitip tükenmeyenler…
“Ders alınsaydı; tarih tekrarlanmazdı” sözünün ne kadar doğru olduğunu yaşadığımız sürece karşımıza çıkan olayların tekrarından anlıyoruz…
Ders alınıyor mu diye sorarsak, alınsa; tekrarı olur mu?
Bu biraz da tarihe’ karşı olan ilgisizliğimizden kaynaklanıyor…
Durumumuz bu!
Allah ıslâh etsin! Diyelim.
Erol Maraşlı / 13.06.2016
YORUMLAR