Başak Barlas yeni sezona dair ipuçlarını paylaştı...

Özgür kadın ruhunu ceket modelleri ile hayata kavuşturan özgün markası Sorbe’ye hayat veren Başak Barlas yeni sezona dair ipuçlarını MAG okurları için paylaştı...

Başak Barlas yeni sezona dair ipuçlarını paylaştı...
20 Eylül 2019 - 10:38

Sorbe’ nin kurucusu Başak Barlas, kendi markasının oluşum sürecinden ceket modasına, yeni sezon trendlerinden aksesuarlara kadar birçok konuyu MAG Eylül sayısında anlattı.

Kendi markası Sorbe’nin ortaya çıkış öyküsünü paylaşan Başak Barlas “İlk günden beri modaya olan ilgim, tutkum hiç azalmadı. Bu ilgim daha da çoğalarak arttığı için kendi markamı kurmanın zamanı geldiğine kadar verdim. Tasarım alanında çeşitli eğitimler aldım ve markamın karakteri üzerinde çalıştım. Hayalim minimal ancak fit ve çekici görünen maskülen kadını yaratmaktı. Bunun için çizginin dışında yürüyecek bir marka hayata geçirmek istedim. Uzun yıllardır tekstil işinin içinde olan eşimin de desteği ile aklımdaki projeyi hayata geçirdim” dedi.

İŞTE O RÖPORTAJ 

Ceketin Yeni Adı: Sorbe!

Sorbe’ nin kurucusu Başak Barlas ile kendi markasının oluşum sürecinden ceket modasına, yeni sezon trendlerinden aksesuarlara kadar birçok konuda keyifli bir sohbet gerçekleştirdik...

 “Tasarım alanında çeşitli eğitimler aldım ve markamın karakteri üzerinde çalıştım. Hayalim minimal ancak fit ve çekici görünen maskülen kadını yaratmaktı. Bunun için çizginin dışında yürüyecek bir marka hayata geçirmek istedim.”

Gardıropların zamansız parçası olan ceketlerin en çok tercih edilen ve sevilen markası “Sorbe” nin yaratıcısı Başak Barlas’ ı biraz tanıyabilir miyiz?

Merhaba, Koç Üniversitesi' nden mezun olduktan sonra kariyer hayatıma kendi aile işimiz ile başladım. Yaklaşık 8 yıl aile şirketimizde çalıştıktan sonra modaya olan tutkum sebebi ile kendi markam olan Sorbe’ yi yaratmaya karar verdim. Kendimi çalışmayı seven, kendini geliştirmeyi seven biri olarak tanımlayabilirim.

Kendi markanız Sorbe’ yi yaratmaya nasıl karar verdiniz?

İlk günden beri modaya olan ilgim, tutkum hiç azalmadı. Bu ilgim daha da çoğalarak arttığı için kendi markamı kurmanın zamanı geldiğine kadar verdim. Tasarım alanında çeşitli eğitimler aldım ve markamın karakteri üzerinde çalıştım. Hayalim minimal ancak fit ve çekici görünen maskülen kadını yaratmaktı. Bunun için çizginin dışında yürüyecek bir marka hayata geçirmek istedim. Uzun yıllardır tekstil işinin içinde olan eşimin de desteği ile aklımdaki projeyi hayata geçirdim.

Başlangıç çıkış noktanız “ceket”. Tasarım yelpazesi bu kadar alternatifliyken neden ceket?

Ceket, kendi en sevdiğim ana parça diyebilirim. Fakat neden ceket üretimine başladık diye sorarsanız aslında tam olarak aradığım ceketi bulamam sebeptir. Genelde piyasadaki ceketler bana daha kurumsal bir görünüm veriyordu ben ise kurumsal hayattan öte, ceketi daha çok günlük kullanımda giyilebilecek spor bir görünüm için arıyordum. Ve açıkçası aradığım tarzda bulamadığım için kendim bu işe başlayıp kendi hayal ettiğim ürünü üretmeye karar verdim.

“Grab a jacket” mottosunun oluşum süreci nasıl ilerledi? Bu mottoyu seçerken nelere önem verdiniz?

Tamamen kendiliğinden gelişti diyebilirim. Hayalimde bir ortamdan çıkarken veya girerken, direkt elinizle kapıp omzunuza attığınız bir ceket looku vardı. Buradan yola çıkarak “Grab a Jacket” mottosunu bulduk. Akılda kalması en önem verdiğimiz detay her zaman. 

Tasarımlarınızın olmazsa olmazları nelerdir? 

Rahat ve günlük yaşamda kullanılabilir olması.

Bir ceket markası yaratmadan önce ceketleri gündelik hayatınızda da bu kadar sık tercih ediyor muydunuz?

Maalesef, çünkü kendi günlük yaşantımda kullandığım spor ceket lookunu çok fazla bulamıyordum. Ceket her zaman tercih ettiğim bir parçaydı ama günlük yaşantıma adapte edemiyordum.

Yeni bir sezona girerken tasarım aşamasında nelere özen gösteriyorsunuz? Bir önceki sezondan daha farklı olmaya çalışıyor musunuz?

En başta modelin rahat olmasına, günlük yaşantıda kullanılabilir olmasına özen gösteriyorum. Kalıp ve kumaş kalitesi tabii ki en önemli unsurlardan. Kumaşlarımızı tamamen yün, kaşmir ya da yün kaşmir karışımı olarak tercih ediyoruz. İç astarlarımızda ipek ya da viskon kullanıyoruz. Bu da tabii ki müşterilerimizin huzur içinde kullanmasına neden oluyor. Klasik olan modellerimiz her zaman devam ediyor. Ama tabi ki her sezon yeni kalıplar, modellerler ya da tamamlayıcı ürünler ekliyoruz. Kendimizi, markanın çizgisinden çıkmadan sürekli geliştirmeye çalışıyoruz.

‘The Masculine Feminen’, ‘The Gentle Woman’, ‘The Timeless Lady’ Birbirinden farklı harika tasarımlar.... Bu üç stilin dışında yeni bir stil yaratmayı düşünüyor musunuz?

Şu an için aklımızda yok ama ileride tabii ki neden olmasın.

Düğme ve iç astar detaylarınız çok çarpıcı. Bunların seçiminde nelere dikkat ediyorsunuz?

Düğme bence ceketi gösteren en önemli unsurlardan. Genelde kemik ya da metal kullanıyoruz. Astarlarda da bahsettiğim gibi ipek ya da viskon kumaş kullanıyoruz. Ve genellikle desenli kumaş tercih ediyoruz. Desenli iç astar, müşterilerimiz tarafından da tercih ediliyor. Ceketin kolunu kıvırdığınız zaman çıkan desen detayı, tatlı bir görüntü oluşturuyor.

Ceketler uzun yıllar önce resmi toplantı ve organizasyonlarda daha çok tercih ediliyordu. Nasıl gündelik hayatın bir parçası haline geldiler? Sizce ne değişti?

Ceket zamansız, klasik bir parça olmasına rağmen, değişen moda akımında, bizlere de daha farklı sunulması ile günlük yaşantımızın bir parçası haline geldi. Şimdi daha spor, daha dökümlü ve daha bol modeller var. İnsanlar spor ayakkabı ile kombin ederek günlük yaşantılarına gayet güzel uyarladılar. Ceket ve takım ile zamansız, günlük ve çabasız bir şıklık elde etmek bence güzel.

En sevilen ve tercih edilen ürünlerinizden biri de yılan detaylı kemerleriniz. Ceketler ile kombinleyip çok hoş bir tarz yarattınız. Bu kombin neden bu kadar sevildi? 

Ceketlerimiz genelde daha uzun ve dökümlü olduğu için bel kemeri ile, beli belirginleştirerek daha feminen bir görüntü yakalamak müşterilerimiz tarafından sevildi. Aksesuarlarımız ceketlerimizin tamamlayıcısı oldu diyebilirim, bu sayede biz de kemer ağımızı genişlettik.

Trend alarmı: Takımlar, piliseli etek ve elbiseler, kollarda bolca volan, kargo pantolonlar.
En iyi parçaları: Ayakkabı da küt burun. Oversize takımlar.
Aksesuarları: Deri gold detaylı kemerler. Büyük gold küpeler.
Desenleri: Çiçek
Tonları: Oranje
Geri dönenleri: Skinny Jean ve kargo pantolonlar
Hep kalanları: Cigarette klasik kesim pantolon.

Güzel oyuncu Hande Doğandemir’in kapak yıldızı olduğu MAG Eylül sayısı, özel röportajları İtalyan Şef Danilo Zanna sayfaları, dopdolu içeriği ve yazarları ile www magdergi com tr , Turkcell Dergilik, Google Play, Apple Store, Issue, Türk Telekom ve seçkin kitapçılarda sizlerle buluşuyor.


İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
İzmir Kitap Fuarı başladı
İzmir Kitap Fuarı başladı
Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı 29'uncu kez kapılarını açtı
Marble İzmir-Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı...