SERBEST KÜRSÜ

SERBEST KÜRSÜ

Sizden gelenler...

Her kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur

02 Aralık 2019 - 22:46

ORGAN BAĞIŞI CAN KURTARIYOR 

Yaşamın kıyısında dolanan 20 bini aşkın hasta… Hayata tutunmaları  bağışlanacak bir organa bağlı. Yaşam ve ölüm.

Yaşamak için tek umutları “organ nakli”

Türkiye'de kadavradan organ bağışının 2012 ‘de gerilemeye başladığı, özellikle son 7 yıldır süregelen duraksamanın, yıllara göre organ nakli bekleyen hasta sayısının giderek artışının Türkiye açısından ciddi tehlike oluşturduğunu, Avrupa'da ise bu bağış oranın yüzde 85 olduğunu ve  bu orana konunun uzmanları ve STK’ların işbirliği sayesinde ulaştığını öğrenince, dünyada BM tarafından ilk kabul edilen STK olarak harekete geçmeye karar verdik.

Dönemsel çalışmaların bir sonuç vermediğini, hazırlanacak bir kampanyanın en az 3 yıl sürmesi gerektiğini koordinatörler ve iletişimciler ile yapmış olduğumuz toplantılarda tespit edince en az 13 yıl ve takiben 5 ve 10 yıl için bir yapılanmaya gitmeye karar verdik.

Bu konuda ilk ve en büyük destekler, Türkiye’de Organ Bağışı ve Nakli ‘nin 2 yıldız isimlerdenProf Dr. Yaman Tokat  ve Dr. Ata Bozoklar ve İlk yerel destek İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Tunç Soyer’den geldi. İlk STK yine Prof Yaman Tokat’ın başkanlığını sürdürdüğü Karaciğer Nakli Derneği’nden geldi.

Hedef :Koordinatörlerimiz,konuyla ilgili dernek ve vakıflarımız ve hastanelerle yapacağımız iş birliği ile çalışmalarımızı planlayıp, halkımızı bilinçlendirerek Türkiye’de bağışı milyon nüfüs başına 7.2’den önce 10’a daha sonra 15’e çıkarmak.

Organ bağışları , bir milyon nüfusadüşen kadavra donörlerle değerlendirilmektedir. Gelişmiş ülkelerde bir milyonda 20–30 olan kadavradan organ bağışı İspanya’da 34.6, İtalya’da 21.1, Fransa’da 20.9, ABD’de 20, Almanya’da 13.8, İngiltere’de 12.3, Yunanistan’da 6.2, Romanya’da 0.4, Türkiye genelinde 7.2 iken İzmir ilinde 16.0 olduğu görülmektedir. Organ bağışı konusunda İzmir ve İstanbul ve Antalya’nın ’nın ilk sıralarda yer aldığını , diğer illerin ise organ nakli konusunda yetersiz olduğu görülmektedir.

ÖzetleTürkiye’de  organ bağışının yetersiz olduğunu, toplumun bu konuda bilgilendirilmesi gerektiğini ve organ bağışına teşvik edilmesi gerektiği öğrendik. Bu konuda organ bağışı programlarında çalışan tıp ,sağlık  çalışanları ile  birliklte biz STK’lar birgün kendileri veya çok sevdikleri kişilerin de organ nakline gereksinimleri olabileceği duyumsatacak,toplumun organ bağışı ve nakli konusundaki endişe ve korkularının giderilmesi, bakış açılarının değiştirilmesi ile ilgili eğitimler,çalışmalar yapılacağız.

Organ naklinin amacı, organ yetmezliği nedeniyle yaşamını sonuna gelmiş bir hastanın hayatını kurtarmak, yaşam süresini ve kalitesini arttırmaktır.

Organ nakli, pek çok hastanın tek şansı

Organ nakli bekleyen hasta sayısı Temmuz 2019 verilerine göre 28 bin 524.

Daha ayrıntılı ele alırsak: halen yirmi üç bin yirmi dört (23024) kişi böbrek, iki bin üçyüz dokuz (2309)  kişi karaciğer, bin yüz kırk iki kişi (1142) kalp, bin yedi yüz dokuz kişi (1709) kornea,ikiyüz doksan kişi (290) pankreas ve doksan üç kişi (93) akciğer olmak üzere yirmi altı bin beş yüz yirmi dört (26524) kişi umutla kendisi için uygun bir organın çıkmasını bekliyor.

Türkiye genelinde bugüne kadar organ bağışında bulunanların sayısı dört yüz altmış sekiz bin yediyüz on kişiye (468710)  ulaştı. Organ bağışı konusunda başı çeken şehir İzmir.  İzmir’deki bağışçı sayısı 66 bin 964. Ardından sırayı 55 bin 598 bağışçı ile İstanbul, 34 bin 330 bağışçı ile Antalya alıyor. Organ bağışıyla ilgili istatistiklere göre, kadınlar bu konuda biraz daha duyarlı. Türkiye genelinde organ bağışında bulunanların yüzde 51.03’ü kadın, yüzde 48.97’si ise erkek.  

Organ nakli ameliyatı olmak için uygun organ bulunmasını bekleyen ve normal yaşamlarınından,üretkenliktenuzak,yaşamlarınıilaç veya diyaliz makinelerine bağlı sürdürmek zorunda kalan hastaların ülke ekonomisine getirdiği trilyonları bulan sağlık giderleri olduğu , gençlerde ve çocuklarda özellikle diyalize bağımlılığın ,büyüme ve gelişmeyi engellediğinden ,yapılacak en önemli çalışmaların organ bağışının artırılması olduğunun   bilincindeyiz.

Organ bağışı hala pek çok insanın çekinerek yaklaştığı bir konu.

Bu yaklaşımın temelinde yanlış bilgiler yatıyor, özellikle organ mafyası. Bugün ne ülkemizde ne de dünyada bu konu ile ilgili adli tek bir vaka kaydı bulunmamaktadır. Bir organın alınıp nakil edilmesi çok ciddi bir deneyim ve beceri getirmektedir ve bunu yapabilecek cerrah sayısı da çok fazla değildir.

Bağış yapmak isteyenler için tüm devlet hastaneleri, özel hastaneler ve sağlık merkezlerinde başvuru birimleri mevcut. Tek yapılması gereken, bir form doldurmak; ardından bilgiler, Sağlık Bakanlığı’nın ‘Organ ve Doku Bağışı Bilgi Sistemi’ne giriliyor. Bu bilgileri, bakanlık yetkilileri dışında kimse kesinlikle görmüyor.

Organ bağışı yapanlara, bağışçı olduğuna dair bir de kart veriliyor. Bu kart bazı kişilerde, kötü niyetle kullanılabilir endişesi yaratabiliyor. Ancak beyin ölümü gerçekleşen kişinin üstünden organ bağışçısı kartı çıksa bile, organları hemen alınmıyor. Çünkü organ bağışı için aynı zamanda ailenin yazılı onayı şart. Dolayısıyla organ bağışını önceden yapmak, bir anlamda hayatını kaybeden kişinin vasiyeti anlamına geliyor.

Diyanet’in bu konuya bakışı son derece açık ve net ; Organ bağışının İslam dinine göre hiçbir sakıncası yok. Kendi resmi sitelerinde de bu şekilde yer alıyor. “Her kim bir hayatı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur ( Maide,5/32) ayeti de buna ışık tutmaktadır.

Merve BAYKAN

Balçova Rotary Kulübü 

2019-2020 Dönem Başkanı 

YORUMLAR

  • 0 Yorum