ASLIHAN BAHADIR

ASLIHAN BAHADIR


Sezar mı Sezer mi?

25 Mart 2024 - 08:49

Diktatörlere baktığımızda temel özelliklerinden en önemlilerinden birinin ‘hitabet sanatını’ iyi bilmeleri olduğunu görüyoruz. Stratejist ve taktikyen yönleri de kuvvetliyse Divus-Tanrı mertebesine yükselirler  gözlerimizin önünde.

İşte lakaplarından biri ‘Tanrı’ olan Gaius Julius Caesar(Jül Sezar), Romalı asker ve Roma Cumhuriyeti'nin son diktatörü olan politik liderdir. Aynı zamanda iyi bir hatip ve güçlü bir yazar olan Caesar, dünya tarihinin en etkili insanlarından birisi olarak kabul edilir.

Caesar: Kayser: İmparator

En önemli laflarından birkaçı şöyledir:

-Geldim, gördüm, yendim.
-Roma'da ikinci adam olmaktansa, bir köyde birinci adam olmayı tercih ederim.
-Eğer kanunlara karşı gelmek zorundaysan, bunu güç kazanmak için yap. Bunun dışında sadece gözle.
-Zarlar atıldı.
-Sen de mi Brutus?(Bu lafı söyleyip söylemediği şaibelidir).
-Ağır ağır hızlan.
-Korkaklar, ölmeden önce defalarca ölür. Yiğitlerse ölümü ancak bir kere tadar.

Bu yazıma konu olan hitabı “zarlar atıldı”sözüdür.

Yani Caesar’ın geçilmesi yasak Rubicon nehrinden Romaya girerken söylediği ve Romanın imparatorluk olma sürecini başlatan ’Alea iacta est‘.

Bu söz Caesar’ın zaferle sonuçlandırdığı Galya seferi sonrasında, Roma'ya geri dönerken MÖ 49 yılının Ocak ayında, Roma yakınlarındaki Rubicon adlı ırmağı geçerken söylediği bir sözdür ve "zarlar atıldı", ” Ok yaydan çıktı" veya "Savaş başladı" gibi  bir anlama sahiptir.

Caesar,senatonun kararının aksine ordusunu dağıtmamış ve komutası altındaki lejyonları ile Roma'ya yürümüştür. Bu söz, Caesar ve Pompey arasında çıkacak ve Roma cumhuriyet rejimini temellerinden sarsacak olan bir iç savaşın başlangıcını ifade etmesi açısından önemlidir.

Bu seferden sonra Caesar’a diktatörlük hakkı verildi. Senato çıkarlarına ters düşene ve tekrar cumhuriyet işleyişine dönmek isteyene kadar Caesar’ı omuzlarında taşıdı.

Sonra da Junius Brutus önderliğinde bir grup senatör kendi yarattıkları Tanrılarını sırtından bıçaklayarak öldürdü.

Diktatör olmak deneyseldir.

Muhteşem şeylerin yanında berbat şeyler de yapabilmektir. Devamlı sırtında bıçaklarla yaşamaktır. En tepeyi ve en dibi görmektir. Bazen hizmet etmekten çıkıp güç zehirlenmesine kapılmaktır. Tanrıcılık oynamaktır.

Ama genellikle de seni Tanrı yapan ve küçük  gördüğün onlarca adama yenilmektir.!..

Yönetilmek için bir seçim yapmak gerektiğinde ki bu bir demokratik düzendir. Her birimizin bir söz hakkı mevcuttur. Yani bir nev’i kocaman bir senatoyuzdur.

Düşünerek ve doğru karar vermek gerekir. Köy kahvelerinde birbirini doldurarak ya da sosyal medyada dolaşarak, kulaktan kulağa söylenen sözlerle olmaz bu karar.
Cesaret,akıl ve sağduyu gerektirir.

Her bir adayı araştırmak ve vizyonunu görmek gerekir.

Kimlikler üzerinden ayrışmamak gerekir.

En önemlisi objektif olarak önümüzdeki tüm adayların artılarına ve eksilerine bakarak karar vermek gerekir.

(Mutlak artı ya da mutlak eksi diye bir durum yok. Ama bir yönün ağır basması diye bir şey var.)

İdealize edilen adayın gerçekten basiretli mi olduğuna bakmak gerekir.

Bu düzen değiştiğinde ya da kaldığında neler olabilir diye düşünmek gerekir.

Bir atımlık barutumuzun karavana olması gibi bir şansımız yok artık bizim. Haklarımızı almak ya da korumak için bıçıklamaya da gerek yok!…

İnsanlar 'Tanrı dururken yeryüzünde Roma  kralına mı vergi ödeyeceğiz' deyince İsa da onlara 'Roma kralı kimdir?' diye sormuş.

Sezar cevabını alınca,o zaman ‘Sezar'ın hakkı Sezar'a  Tanrının hakkı Tanrıya’ sözünü söylemiş.

Biz bugündeyiz ve önümüzde fiziki bir peygamber yok. Sadece bir elimizde örnekler bir elimizde de aklımız var.

Tarihin günümüz için ‘hakkı olanın hakkı verilmiştir ‘ 

Yazması dileğimle…

Zarlar atıldı’ kaderci bir deyiş. O yüzden,

OK YAYDAN ÇIKTI’

ASLIHAN BAHADIR 

YORUMLAR

  • 0 Yorum