Akdenizliler de mi yengeç DNA'sı var? Yengeçlerde mi Akdeniz DNA'sı?

Yengeç Sepeti Sendromu, ismini yengeçlerin birbirine olan tutumundan alır. Anlamı ise yükselen kişiyi aşağıya çekmektir. Boş bir sepete birkaç tane yengeç koyulduğunda sepetin üzeri örtülmez. Çünkü yengeçlerden biri sepetten çıkmak için tırmandığında diğer yengeçler onu aşağı çeker ve dışarıya çıkmasına izin vermezler. Sepette tek bir yengeç olursa tırmanıp o sepetten dışarı kolaylıkla çıkabilir. Ama yengeç sayısı arttıkça o yengeçler asla dışarı çıkamazlar. Bu yüzden yengeç sepetlerinin kapağı yoktur.

Herkes hayatında bir kez ayağından çekilerek engellenmiştir. Hele ki değişik ve daha önce yapılmamış bir şeyler yapıp ya da söyleyip kitlelere hitap etmişseniz ayağınızdan onlarca kez çekilmişsinizdir.

Düşünsenize bizler yaklaşık bin dört yüz yıldır kimlik arayışı içindeyiz. İnsanlığın tarihini düşünürsek çok yeni. Doğu ve Batı sentezi Müslüman - Akdeniz milleti olarak fena da tutunmuyoruz zannediyorum.

Stratejik bir yerleşime sahip olduğumuz ve aslında bir otoriter olan M. K. Atatürk sayesinde İslami değil [otoriter dediğim için hemen tüyler diken diken olup,’ha sen kötü bir şey mi dedin’ laflarını duyar gibiyim] laik bir toplum olduğumuzdan ve başka sebeplerden dışarıdaki aşağıya çekişleri saymıyorum.

Ben içimizdeki aşağıya çekişlerle ilgiliyim.

Bu sepetin içine dahil etmeler ailemizden başlayıp halka halka büyüyerek gider. Sanki rezonans kanunu bunun için yaratılmıştır. 

Yukarı çıkıp kurtulacak olan ve diğerlerini de kurtaracak kişi paçasından tutulup aşağıya çekili verir.

Onlarca hizipleşme ile karşı karşıyayız. Ama ana hizipleşme cahiller ve *eğitimli cahiller arasında…

Cahiller adı üstünde cahil. Bir şekilde okuyamamış, eğitim görüp kendini yetiştirememiş. Belli bir konuda yeterli bilgisi olmayan.

Onlar bu aşağıya çekme eylemini içgüdü ile yaparlar.

Tehlikeli olan eğitimli cahillerdir. Bu kesim okumuş ve eğitimlidir. Her  şeyi bildiğini zanneder ve devamlı provoke eder. Özgüven patlaması yaşadığından haklıya haklı diyememe gibi bir özre sahiptir. Her konuda otoritedir. Dolayısı ile bir kişinin yukarıya çıkmasını bilinçli olarak engeller. Zira bu entelektüel kişi genel bir muhalif olduğundan içsel olarak kurban psikolojisinden zevk alır ve kendine katılımcılar ve tasdikleyiciler ister.

Bu yüzden bazı zamanlarda hayata bakış açımızı, acaba yengeç sendromu içerisinde miyim diyerek değiştirebiliriz.

Cehaletten kurtulmaya çalışarak, egomuzu törpüleyerek, başkalarına olan merakı kendimize yönelterek ve tarafsız karar vererek ya da kendi geliştirdiğimiz bir yöntemle yapabiliriz bunu… 

Unutmayın aslında tüm yengeçler dışarıya çıkabilme gücüne sahip.

Sadece bir el atmak gerekiyor.

‘Biz ancak diğerlerini ve değerleri yücelterek yükselebiliriz’

ASLIHAN BAHADIR