SERBEST KÜRSÜ

SERBEST KÜRSÜ

Sizden gelenler...

Milli geliri iki katına çıkarmak için 10 öneri

24 Mart 2021 - 15:01

Sürdürülebilir ekonomik kalkınma için Türkiye’nin her bölgesinin, her ilinin, ilçesinin potansiyellerini tespit etmeli, planlamalı ve bir program oluşturarak bunları hayata geçirmeliyiz. Bu noktada Ulusal İktisadi Düşünce Kuruluşu (ULİKAD) Başkanı Ömer Niziplioğlu’nun, Türkiye’nin gelirini artıracak 10 önerisi şöyle:

1-SANAYİ 

Sanayi planlanmalı. Nüfusa göre ihtiyaç olan sanayi arsaları üretilmeli. Her yerleşim bölgesine yetecek kadar okul, hastane, düşünülüp yapılıyorsa iş de düşünülmeli. Şu an sanayileşmek için yeterli sanayi imarlı alan yok. Olanlar da astronomik pahalı. Bir iplik üretmek için dolar milyoneri olması beklenmemeli. Her beldenin, ilçenin, ilin ve bölgenin nitelikli sanayi bölgesi olmalı. Almanya'da köylerde dahi fabrikanın olduğu bilinerek hareket edilmeli. Birçok ildeki sanayi sitesi tamirci niteliğinde olduğu bilinmeli. Hedef ihracata yönelik sanayileşilmeli.  

2-ORMAN

Petrolden sonra en büyük ithal kalemimiz orman ürünleri. Bunun önüne geçmek için özel ve endüstriyel ormancılığa geçilmeli. Ülkenin 3’te 1 resmiyette orman, bunu iyi kullanmalı. Ormancılık mesleği geliştirilmeli. Saksıda meyve ağacı üreterek tüm verimsiz dağları tarım arazisi gibi kullanmalı. Çiftçilere bu arazileri planlayıp dağıtmalıyız.

3- GEMİ İMALATI

Karadeniz kıyıları kuzeyde olduğu için soğuk ve dalgalıdır. Bunun için turizme uygun değildir. Bu sahil şeridi farklı amaç için kullanılmalı. Örnek olarak tersaneler bölgesi ilan edilmeli, kıyıdaki birçok ile veya ilçeye tersane izni verilmeli. Dünyanın en büyük gemileri dahil birçok irili ufaklı yat, gemi üretmek için zemin hazırlanmalı.

4- DENİZ ÜRÜNLERİ

Ülkemizin 3 tarafı denizlerle çevrili ama denizlerimizden yeterince yararlanamıyoruz. Norveç’in senelik 6 milyar Euro somon balığında kazanç sağladığı göz önünde bulundurulduğunda Marmara ve Karadeniz’i deniz ürünleri üretim üssü yapmalıyız. Gerekli izinleri verip ithal ettiğimiz ürünleri biz üretmeli, ihtiyacımızı karşılamalı ve ithalatı ihracata döndürmeliyiz. (Balık türleri, kalamar, karides, midye  vb.)

5- KIRSAL BÖLGE

Kırsal bölgede yaşayan atıl durumdaki istihdamı üretime teşvik etmeliyiz. Evde veya köyde basit atölyelerde hediyelik, eşya, montaj malları, oyuncak, bijuteri, yılbaşı süsleri ürettirmek için yasal izin ve zemin hazırlanmalı. Üretim için eğitim ve bilgilendirme yapılmalı. Firmalara bu maliyeti daha düşük üretim yolu sunulmalıdır. 

6- YAZILIM

Yazılımın makinesi yoktur, insan eliyle yapılır. Yazılım yapmak içinde mühendis olunmasına da gerek yoktur. Kodların nasıl ve hangi düzende yazılacağı öğretildiğinde çoğu kimse kolaylıkla yazılım yazabilir. Bu yöntemle özellikle genç insanlarımıza iş imkânı sağlanmış olunur. Hindistan’ın senelik bu yazılım sayesinde 100 milyar dolarlık geliri olduğu unutulmamalı.

7- SİNEMA

Türk dizileri dünyada satış rekoru kırıyor. Bunun nedeni oyuncu maliyetinin düşük ve bol olmasıdır. Bunu daha iyi kullanmak için Hollywood tarzında platform yapıp maliyeti yüksek özellikle, Avrupa veya yetersiz stüdyolardan dolayı çekimlerini yapamayan Ortadoğu ve Afrika ülkelerinin çekimlerini ülkemize getirmeliyiz. İstanbul bu platform için çok uygun.

8-TURİZM

 Akdeniz turizmin havzasıyken biz sadece Antalya’dan ağırlıkla kazanım sağlıyoruz. Hatay, Adana ve Mersin kıyılarını da turizm bölgesi ilan edip, planlayıp turizme kazandırmalıyız Turizmi 12 aya çıkarmalı kültür ve tarih şehirlerini Şanlıurfa, Mardin’i, Kapadokya’yı daha turistlik hale getirmeliyiz. Sahillere yolcu gemisi limanı yaparak Doğu Akdeniz deniz turizmini bu bölgeye çekmeliyiz. Aynı şekilde yüksek dağları ve yaylalarımızı planlayıp yayla, kayak merkezine dönüştürmeliyiz. Avusturya gelirin yüzde 60’ını turizm ve kayaktan kazandığını bilerek hareket etmeliyiz.

9- TARIM

Tarım ürünlerini katma değerli hale getirerek satmalıyız. Fransa’nın 850 bin, bizim ise 650 bin hektar asma ekili alanımız var. Fakat Fransa üzümü şarap haline getirip sadece şaraptan 12 milyar dolar kazanırken bizim üzüm ihracatından gelirimiz 150 milyon dolardır. Üzümü, kaysıyı, inciri  kurutulmuş olarak dünyaya satmalı özellikle sebzeyi dondurulmuş olarak dünyaya sunmalıyız. Ayrıca çiftçiye kendi aklıyla değil bir üst akılla ekim izni verilmeli. Kim ne ekecekse bilinmeli fazla ve yetersiz ürün üretimin önüne geçilmesi için bir platform da toplanılmalı. Ürünlerimiz, tarım borsaları kurularak alınıp satılmalı, depoculuk geliştirilmeli, paketlenip, profesyonel satış ağı oluşturulup, ihracat hedefli üretim düşünülmelidir. Aayrıca ilaç etkin maddeleri veya kozmetik  gibi katma değerli ürün yetiştirmeyi öğretmeliyiz.   

10- MADEN

Madeni ham haliyle satmak yerine işleyerek satmalıyız. Özellikle mermer blok olarak satışıyla 2 milyar dolar kazanırken işleyerek 15 milyar dolar kazanabiliriz. Aynı şekilde kromun tonunu 300 dolara satarken paslanmaz çeliğin tonunu 3000 dolara alıyoruz. Bor madeninden gelirimiz, 500 milyon dolarken Kanadalı firma bu boru işleyerek 12 milyar dolar kazanç sağladığı bilmeliyiz. 

Tarım ürünlerini ve madeni ham haliyle sattığımız için gelirimiz düşük kalıyor. Denizimizi, dağımızı, sahilimizi planlayıp verimli bir şekilde kullanmadığımız için milli gelirimizi arttıramıyoruz. Bu sektörleri hakkıyla kullanabilseydik 150-200 milyar dolar gelirimiz olabilirdi. Yarattığımız her bir doların ekonomiye 4 kat etki ettiği düşünüldüğünde 800 milyar dolarlık bir ek ekonomi yaratılırdı. Bu da milli gelirimizin 2 katına çıkması anlamına gelir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum