“Bir huzur kenti Foça” diye başlanıyor söze…
Foça’mızda her dönem yoklar anlatılıyor.
Yoklara getirilecek çözümler de anlatılıyor; anlatılmaya çalışılıyor.
Bunları kimler söylüyor?
Foça’da bir koltuğa oturmayı amaçlayanlar.
Ama aralarında seçilmiş olanlar veya geçmişte herhangi bir koltukta oturup da tek kelime etmeyenler de var.
Kiminin derdi koltuğunu korumak, kiminin de koltuk kapmak…
Adına siyaset dedikleri ilişkiler ağı kuruluyor.
Bilmedikleri ve hiçbir fikir veremedikleri konularda siyasi hamaset yapanlar bir şekilde seçiliyor.
Sonra da ‘Foça ve huzur’ söylemiyle geçip gidiyor günler, haftalar, aylar ve yıllar.
Sonuç değişmiyor: Aynı tas aynı hamam!
Keşke “Huzur kenti Foça” ifadesinin içi bu kadar boşaltılmasaydı.
“Huzur” denilen kavram, bu kadar sığ ve sınırlı tanımlanamaz!
Foça’nın kaderine terk edildiğini göremeyen ya da görmek istemeyenler; kentin kaderine terk edilmişliğini ‘Huzur’ kavramı üzerinden açıklamaya ya da alalamaya çalışıyorlar.
Oysaki sahip olunan ama kıymeti bilinmeyen doğal zenginliklerin kent adına ekonomiye yansıması da konuşmamız gerekmiyor muydu?
Kentteki temel ihtiyaçların karşılanması, toplumsal refah düzeyinin arttırılması ve çevresel değerlerin korunması da ‘Huzurlu’ bir yaşamın parçası sayılmaz mı?
Buradan işaretle…
‘Huzur’ kavramı, hayatlarının sonbaharını yaşamak üzere Foça’ya yerleşenlerin benimsediği ‘huzur’ kavramından çok daha derin ve kapsamlıdır.
Yenibağarası, Bağarası, Gerenköy, Ilıpınar, Kozbeyli, Yeniköy ve Yeni Foça…
Kocaman bir coğrafyadan, Foça’dan bahsediyoruz.
Foça’nın büyümesiyle nüfusu da büyüdü. Nüfusun büyümesiyle sorunları da büyüdü. Sorunları büyüyünce, beklentiler de büyüdü.
Açıkçası kent merkezinde yaşayan birkaç emekliden ibaret değildir artık Foça!
Buradan hareketle söylüyorum:
Foça’yı yönetmek için…
Vizyon sahibi yöneticilere ihtiyaç var.
Eğitimli yöneticilere ihtiyaç var.
Dünya görüşü olan yöneticilere ihtiyaç var.
Koltuk sevdası olmayan yöneticilere ihtiyaç var.
Foça’nın kalkındıracak yöneticilere ihtiyaç var.
Kendi siyasi görüşüne ve kendisini seçebilecek seçmen kitlesine hizmet eden değil, tüm Foça halkını kucaklayacak ve hizmet edebilecek 15+1’e ihtiyaç var.
Peki, Foça’da ne yok?
Tek kelimeyle plan ve planlama yok!
‘Plan’ konusunda daha önce defalarca yazdığımız ve söylediğimiz konuları tekrar etmeye, Amerika’yı yeniden keşif etmeye gerek yok!
“Foça’nın geleceği turizmdedir” diye açıklama yapıp da turizm kenti olmanın gereksinimlerini yerine getirmeyen/getiremeyen yöneticilere, uzun uzun dil dökmeye de gerek yok!
Mimar Metin Öngünşen
YORUMLAR