Hasan Eser / 11 Temmuz 2017 - Üç yıl süren reklam arasından sonra yeniden Foça'dayım.
Bir süredir sadece gözlemlemekle yetiniyorum.
Görünen o ki, değişen hiçbir şey yok!
Her şey bıraktığım gibi yerli yerinde duruyor.
Yani Foça'da siyaset aynı tas aynı hamam...
Hala 30 yıl öncesinde tartışılan konular gündemde:
"Dünya seçim kaybetme şampiyonumuz aday olsun mu, olmasın mı?"
Bir Allah'ın kulu da çıkıp "Yahu olsa ne olur, olmasa ne olur?" demiyor, diyemiyor.
Çünkü o'nun aday olması birilerinin işine geliyor.
Teşbihte hata olmazsa, kendisini kötünün iyisi gibi gösteren CHP'nin adayı, "Siz bilirsiniz, ben gelmezsem o gelir, ona göre karar verin!" diyerek, seçmeni kendisine mecbur bırakıyor nasıl olsa...
Öte yanda, belediye meclis üyesi olabilmek adına, yani kişisel siyasi ikbal uğrunahareket edenler de yok mu?
Halbuki malum siyasetçinin adaylığı altında, Foça'da sittin sene seçim kazanılamayacağını onlar da çok iyi bilmiyorlar mı?
Acaba...
"Malum siyasetçi kazanamaz, ama en az dört tane meclis üyesi çıkarır. Ben de adımı usulünce ilk dörde yazdırdığım takdirde... Bir şekilde belediye meclisine girmiş olurum" diye mi düşünüyorlar?
Şimdi yukarıda Allah var.
Normal şartlarda Foça'da kanarya sevenler derneğine seçilemeyecek bazı isimler; geçmişte malum siyasetçinin sınırlı gücü üzerinden belediye meclis üyeliğine seçilmediler mi?
Şimdi...
Sezar'ın hakkını Sezar'a teslim edelim.
Gökhan Demirağ, Foça'nın içinde bulunduğu siyasi ve ticari buhranın tek sorumlusu olmamalı, olamaz!
Demem o ki, Foça'nın geldiği son noktada...
Bile bile lades misali, her seçim aday olan malum siyasetçinin hiç mi sorumluluğu yok?
Diğer taraftan Foça'nın geleceğini bir meclis üyeliği koltuğuna feda eden bazı isimlere ne demeliyiz?
Bir de CHP'li yerel yönetime muhalefet olmaktan her daim imtina gösteren bir AK Parti Foça İlçe Teşkilatı var ki evlere şenlik, o derece...
Evet, maalesef birilerinin kişisel siyasi hesapları Foça'nın önünü tıkamaya devam ediyor.
Bilindiği üzere...
2019'da yerel seçim var.
Ve Foça'daki bazı siyaset mühendisleri şimdiden harekete geçtiler.
Kurulan tezgahı anlamak için alim olmaya gerek yok-ki Arif olan anlıyor-
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, 'Üzerimizde metal yorgunluğu var' sözünün ardından AK Parti Foça İlçe Başkanı Kadir Özgirgin'in de yolun sonuna geldiği anlaşılınca...
Foça'da birilerinin yüreği ağzına geldi.
Çünkü olur da, CHP'li yerel yönetimi köşeye sıkıştıracak, birilerinin ipliğini pazara çıkaracak, gerçek anlamda muhalefet yapacak bir ismin AK Parti Foça İlçe Başkanlığına getirilmesi hiçte hayra alamet sayılmaz.
Öyle ki, yerinde bir değişim birileri için sonun başlangıcı olabilir.
O zaman ne yapılmalı?
Yeni ve uygun bir nöbetçi bulunmalı ve bir şekilde AK Parti İlçe Başkanlığına kanalize edilmeli, öyle değil mi?
Hani şöyle; CHP'li Belediye ile uyum içinde çalışacak, parti'yi ne bir adım öteye ne de geriye düşürecek, yerel seçimlerde malum siyasetçinin önünü açmak adına güçlü isimlerin aday gösterilmesinin önüne geçecek ve en önemlisi muhalefet mekanizmasını asla çalıştırmayacak bir isim; ilçe başkanlığı koltuğuna taşınırsa tadından yenmez değil mi?
Neyse...
Koskoca iktidar partisinden daha iyi bilecek halim yok herhalde...
Lakin ilçe başkanlığı için kulağıma gelen bazı namzetleri işittiğimde...
Korkarım! "Gelen, gideni aratır" atasözümüz, Foça'da bir kez daha tecelli bulacak!Ne yalan söyleyeyim, bir gün "Ah ah nerede o eski başkan" diyerek, Kadir Özgirgin'i arayacağımı düşünmek hiç aklıma gelmezdi.
YORUMLAR