HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Peki siyasal akrabalar ne olacak?

30 Temmuz 2019 - 13:18

İzmir'de işler sarpa sarınca...

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de konuya el atmış.

Özgür Özel, yerel tanrıların (belediye başkanları) birinci derece yakınlarının belediyelerde ve şirketlerinde çalıştırılmaması için yasa teklifi hazırladıklarını bildirmiş. 

Tabii ki nepotizme karşıyız!

Özgür Özel'in/CHP'nin bu girişimini de destekliyor ve alkışlıyoruz.

Ama...

'Akrabaların belediyelerde istihdam edilmesini engelleyince, her şey düzelecek mi?' diye sormadan da edemiyoruz.

'Oğulların, yeğenlerin,  damatların ve kayınçoların önü kesilince, her şey daha şeffaf, daha adil, daha demokratik, daha gülistanlık mı olacak?' diye merak ediyoruz. 

Şimdi lafı dolandırmadan soracağım:

-Siyasal akrabaları ne yapacağız?

- Mezheptaşlığa nasıl çare bulacağız?

Bu arada, sosyal medya üzerinden "Ama diğer partilerin belediyelerinde de şöyle oluyor; böyle oluyor..." şeklinde paylaşımlarla,  yanlışı başkalarının yanlışıyla savunanlarını da şaşkınlıkla izlediğimi belirtmeden geçemeyeceğim.

Karşı çıktığınız, eleştirdiğiniz ve asla kabullenmediğiniz  bir yapıyı mı kendinize örnek alıyorsunuz?

Cevabınız 'Hayır' ise o zaman vuku bulan her gelişmede niçin rakibinizi işaret ediyorsunuz?

Sizi rakiplerinizden ayıracak özellikler olmadıktan sonra, vatandaş ne diye oy versin ki partinize?

Hal böyle olunca...

Bir zamanlar televizyonda yayınlanan bir reklamı geliyor aklıma: "Yok aslında birbirinden farkımız, ama  biz filanca bankasıyız"

Neyse, geri gelelim şu akraba meselesine...

Başkan akrabalarının belediyelerde istihdam edilmemesi 'siyasi etik' açısından doğru bir yaklaşımdır.

Ancak acilen reforma ihtiyacı olan yerel yönetimlerdeki mezkur keşmekeşliğin iyileştirilmesi noktasında sadece ve sadece okyanusta bir damla sayılır.

Şimdi buradan sayın Özgür Özel'e özel olarak aktarıyorum.

Geçenlerde CHP'li bir belediye başkanı tarafından yönetilen bir sahil kasabasında...

Göreve yeni seçilen çiçeği burnunda bir belediye başkanı, kent genelindeki kaldırımların boyanması talimatını veriyor.

Yaklaşık 250 personeli olduğu söylenen belediyeden ancak 2 kişi görevlendirilebiliyor.

Uzatmayayım, boyalar temin edildikten hemen sonra işe başlanıyor.

Kentin küçük bölümündeki kaldırımlar boyanıyor ve tabii  başkan değişikliğinin yansımasını gören vatandaşlar da bu durumdam mutlu oluyor.

Fakat o da ne! Çok geçmeden çalışma yarıda kalıyor.

Durumu fark eden bir mahalli gazeteci, bir belediye yetkilisine biraz da aralarındaki samimiyeti kullanarak çalışmaların neden devam etmediğini soruyor.

O yetkili ne cevap verse beğenirsiniz!

"Belediyede tonla adam var ama sahaya sürecek adam bulamıyoruz! Ben böyle işin..."

Tabi bulamazsınız! Hem de alt tarafı kaldırımları boyayacak adamı dahi bulamazsınız!

Çünkü CHP'li belediyelerde patron bir değil, bin tane!

Herkes partili, herkes delege, ya da yakını. Özetle herkes birbirine bir şekilde bağlantılı. 

Yetmiyor! Belediyelerde herkes amir, herkes müdür, herkes koordinatör, herkes danışman, herkes başkan yardımcısı.

Daha açık ifade edeyim, padişahlık dönemindeki gibi onbaşılıktan paşalığa terfi edenler çok!

Ee herkes general olunca da meydanda çarpışacak askeri ara ki bulasın!  

Belediyeler adeta devasa bir aile şirketi gibi.

Türkiye'de maalesef ki düzeni değiştirmek vaadiyle düzenin başına geçenler de kısa zamanda düzenin birer parçası oluyor.

Çünkü  koltuğa oturdukları anda "acaba bir dahaki döneme de seçilebilecek miyim?" korkusuyla yaşıyorlar.

Özellikle de belediye başkanları; "Ben doğru bildiğimi yapayım da bir dahaki döneme seçerlerse de Allah razı olsun, seçmezlerse de..." diyemiyor.

"Seni biz aday yaptık", "Seni biz seçtirdik",  "Ama biz partiliyiz", "Ama bizim sana getirdiğimiz şu kadar oy var", "Ama biz şu isimlere yakınız" diyenler belediyelerde çalışıyormuş gibi yapıp maaş alıyor.

Hal böyle olunca da  ortada iş yapacak adam kalmıyor!

Yaşadığınız kasabada şöyle bir etrafınıza bakın bakalım, kaç tane bir şeylerle meşgul olan belediye personeli görebileceksiniz! 

Ayrıca...

Bazen sokakta çalışma yapan işçilere rastlıyorum; çukurun içinde bir kişi çalışıyor,  6 kişi de elleri belinde o çalışanı izliyor.

Bunun içindir ki, belediye çalışanlarının da parti zırhına/gücüne sahip olmaması gerekir.

Sanırım CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu da benim gibi düşünüyor olsa gerek ki "Belediyede siyaset yapacak olan kişi sadece belediye başkanıdır. Yardımcılarınız, müdürleriniz ‘ben de siyaset yapacağım’ diyorsa onları kapının önüne bırakabilirsiniz" talimatını, CHP'li belediyelere asılmasını istediği ilkeler çerçevesine ekledi.  

Aksi halde kaldırımları dahi boyatacak adam bulamadığınız gibi, motorları maviliklere sürmeyi daha çok bekler, 'her şey çok güzel olacak' kabilinden romantizm kokulu sloganlarla da bol bol kendinizi avutursunuz.

Günün sözü: ...Behey Yunus sana söyleme derler; Ya ben öleyim mi söylemeyince.

YORUMLAR

  • 0 Yorum