HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Foça, Metin Öngünşen, Citta Slow ve karpuz kabuğundan gemiler

26 Ocak 2020 - 22:56

Ne Foça’da ne Karşıyaka’da ne de İzmir’de. 

Kısaca CHP’nin iktidar olduğu şehirlerde. 

Kente dair önerilen hemen her fikir ancak bir CHP’li tarafından gündeme getirildiği takdirde muteber kabul edilir. 

Kente değer katacak rasyonel fikirler üretebilirsiniz, hiç kimsenin aklına gelmeyeni akıl edebilirsiniz, hatta ve hatta Foça gibi ‘hasta adam’ niteliğinde bir kenti adeta küllerinden yeniden doğuracak projeler de önerebilirsiniz.

Ama…

CHP’li değilseniz, söylediklerinizin, yazdıklarınızın ve önerdiklerinizin hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. 

Örnek istiyorsanız, 19 Aralık 2009 tarihli Ege Hakimiyet gazetesinin manşetine bakmanız yeterli. 

Dönemin Foça Belediye Meclis Üyesi Mimar Metin Öngünşen, Hakimiyet gazetesine yaptığı açıklamada yerel yönetime bir öneride bulunuyor. 

Uzun bir dönem benim de başyazarlığını yaptığım Ege Hakimiyet gazetesi, Öngünşen’in o açıklamasını; “FOÇA YAVAŞ ŞEHİR OLSUN” başlığıyla birinci sayfasından, manşetinden görüyor. 

Ehh Metin Öngünşen.
Ahh Metin Öngünşen.
Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın Metin Öngünşen.

Sen misin ‘Foça Yavaş Şehir Olsun’ diye öneren…

Bugün gibi hatırlıyorum!

Nasıl da linç etmişlerdi Metin Öngünşen’i… 

Çünkü onlara göre Metin Öngünşen’in anlattıkları laf-ı güzaftı.

‘Öngünşen’in önerisini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusunu yönelttiğim bazı CHP’liler aynen şu yanıtı veriyordu: Hadi canım sende!..

Ve zaman geçti, devran döndü!

Foça’nın de facto belediye başkanı Hakan Barçın, Foça’nın ‘Sakin Şehir’ (Citta Slow) olması için düğmeye bastı. 

Açıklamalar yapıldı, toplantılar düzenlendi, adımlar atıldı, girişimlerde bulunuldu…

Basında yerel alan haberlerden öğrendiğimize göre, bu yönde epey de yol kat edilmiş. 

İtirazımız yok!

Nitekim eli kolu bağlı oturmaktansa bir şeyler yapma gayretinde olmak takdire şayandır. 

Ancak… 

Metin Öngünşen’in o önerisinin 11 yıl gibi uzun bir sürede idrak edilip uygulamaya alınması da analize muhtaçtır. 

Dahası, rasyonel bir önerinin ancak 11 yılda kavranabildiği gerçeği üzerinden basit bir matematik hesabı yapacak olursak…

Foça’yı hak ettiği yere taşımanın en iyi ihtimalle 100 yıl süreceğini kabul edebiliriz. 

Belki de 100 yıl bile çok iyimser bir yaklaşım olabilir-ki CHP iktidarındaki Foça’nın 30 yılda gelebildiği seviye aşikâr- 

Şimdi biz böyle diyoruz diye yine işin kolayına kaçıp her şeyin faturasını önceki dönem belediye başkanımız Gökhan Demirağ’a ihale edenler olacaktır. 

Geçen gün neşriyatı takip ederken gözüme ilişti. Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy da “200 bin nüfusa yaklaşan Menemen’de 20 bin nüfusluk kasaba mantığı artık son buldu” şeklinde bir açıklama yapmış. 

Menemen’i sanki kendisinden önce CHP değil de başka bir partinin belediye başkanı yönetiyordu? 

Sayın Aksoy, 1999-2019 döneminde niçin çıkıp da söyleyemediniz bunu? 

Söylediniz ya da köşe yazarlığını yaptığınız gazetede yazdınız da biz mi gözden kaçırdık acaba?

Neyse, biz konumuza devam edelim.

Metin Öngünşen gibi Foça’ya ait bir değerin önerilerini, 11 yılda da olsa kavrayabilmeniz, gerçekten mutluluk verici. Kutluyorum sizi…

Bu arada, hatırlatma babında söylüyorum.

Aslında Metin Öngünşen’in “Foça Yavaş Şehir Olsun’ diye bir ısrarı yoktu. 

Metin Öngünşen, Foça’nın kimliksizliğine işaret ederek, kentin kendisine bir hedef belirlemesini ve o hedefe ulaşmak için de bir yol haritasının çizilmesi gerektiğini savunuyordu. 

Yani? Yanisi şudur: Yavaş Şehir olabilirliği yüksek öneriler arasından sadece bir seçenekti. 

Foça Belediyesi, Metin Öngünşen’in dediğinin tam tersini de yapabilirdi. 

“Ne yavaşı Metin Öngünşen, biz ‘Akıllı Şehir’ olacağız” diyebilirlerdi mesela. 
Ama… 

Bırakın öneriye itibar etmeyi ya da karşı bir tez geliştirmeyi…

Alaya almışlardı bizi, hem de onur kırıcı bir şekilde. 

Fakat o ne!

O dönemde bizi taşlayanlar, öneriyi ancak 11 yıl sonra gündemine alabilen anlayışın temsilcilerini, avuçları kızarıncaya kadar hem de ayakta alkışlıyorlar şimdilerde.

Sosyal medya üzerinden methiyeler düzülüyor. Ayrıca bir kısım medya da konuyu köpürterek aktarıyor. 

Citta Slow süreci, imkânsız olanın başarılması gibi görülüyor Foçalı CHP’liler nezdinde!

Ha! Övgüler yağdıranların konunun içeriğine ne kadar vakıf olduklarını da merak etmiyor değilim hani. 

Sosyal medyada, “Helal olsan size başkanım…” diyenlere sokakta aniden bir mikrofon tutup “Citta Slow nedir?” diye sorsak, acaba ne cevap verirler? 

Sözün özü, zaman her şeyin ilacıdır. Ve inanıyorum ki, zaman ilerledikçe siz bizi çok daha iyi anlayacaksınız ama belki de o zaman iş işten geçmiş olacak.

Günün sözü: “Büyük kafalar fikirleri, orta kafalar olayları, küçük kafalar kişileri tartışır.”

###

İŞTE 19 ARALIK 2009 TARİHLİ O RÖPORTAJ:

METİN ÖNGÜNŞEN: FOÇA YAVAŞ ŞEHİR OLSUN
 
1986’da ‘fast food’ kültürüne tepki olarak doğan hareketin simgesi salyangoz, sonunda Türkiye’ye ulaştı.

Zamanın daha yavaş aktığı bir yer haline gelmek için gereken kriterleri hızla tamamlayan İzmir’in Seferihisar, ilçesi artık Türkiye’nin ilk ‘Cittaslow’u (yavaş şehir).oldu.

Seferihisar’ın Yavaş Şehir olması ile Foça’nın CHP’li yerel yönetimine ilk öneri  
AK Partili Foça eski Belediye Meclis Üyesi Metin Öngünşen’den geldi.

Gazetemiz aracılığı ile yerel yönetime seslenen Metin Öngünşen, gerekli  kriterleri altı ay gibi kısa bir sürede tamamlayıp Yavaş Şehir olan  Seferihisar ilçesini örnek göstererek,"Foça’da Seferihisar gibi Yavaş Şehir Olabilir ” önerisinde bulundu.

SEFERİHİSAR TURİZM ADINA ÖNEMLİ BİR ADIM ATTI
Konuşmasının devamında, Sit alanları ve askeri bölgelerin bol olduğu için turizmde bugüne kadar ‘atıl’ kalan Seferihisar’ın, bu ‘dezavantajı’, ‘Yavaş Şehir’ olarak avantaja çevirdiğine dikkat çekti. 

Öngünşen, Seferihisar’ın uzun süredir peşinde koştuğu Citta Slow yani“yavaş şehir” unvanını yerel yönetimin önüne hedef koyarak başardığını ve kentin  turizmi  adına önemli bir adım atıldığını söyledi. 

Öngünşen, "Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer’i  yürekten kutluyorum” dedi.

“FOÇA KARMAŞIK ŞEHİR OLARAK TANINIYOR”
"Hangi dalda olursa olsun, hangi milletten olursa olsun bir insanda, bir toplumda, bir nesilde ve özellikle yönetim idarelerinde  hedef yoksa başarı da yoktur" ifadesini kullanan Öngünşen şöyle konuştu: 

“Bugüne kadar Foça  kamuoyunda  Foça’nın geleceği için  sayısız örnekler gösterilerek çeşitli önerilerde bulunuldu.

Maalesef ilçemiz Foça özellikle son 10 yılında kimliğini belirleme konusunda somut bir adım atamadı.

Sokaklarda 10 yıldır Foça’nın kimliği  tartışılıyor.

Neden tartışılıyor?

Çünkü Foça  bugüne dek bir yol haritası çizerek  önüne bir hedef koyamadı.

Genç başkan 'butik ilçe' olduk diyor ama Foça yurt içi ve yurt dışında butik şehir’den daha çok  karmaşık şehir olarak tanınıyor.” 

CHP’Lİ YEREL YÖNETİM BASİRETSİZ
"Foça artık kararını vermeli" diyerek sözlerine devam eden Öngünşen, 

“Son yıllarda klasik tarzdaki tatil anlayışı  Dünya’da  bir çok ülkede değişime uğradı.

Foça örneği gibi nüfusu 50 bin altında olan turizm  kasabalarında Dünyanın yeni trendi Beş yıldızlı oteller yerine butik otellerin inşa edildiği, yerel kültüre sahip çıkarak sakin yaşam tarzının benimsendiği, gürültü kirliliğine ve trafiğe karşı yoğun önlemlerin alındığı cittaslow "Sakin şehirler" oldu.

İddia ediyorum; seçimini Yavaş Şehir olmaktan yana kullanan Seferihisar bu tercihinin meyvelerini çok kısa sürede alacaktır.

Yavaş Şehir alternatifi hem ilçemiz hem de 21 yıldır  Foça’yı bir arpa boyu ileriye taşıyamayan  basiretsiz CHP’li yerel yönetim için de bir seçenektir.

Bugüne kadar Foça’nın  turizm alanında gelişmesine çok fazla katkıda bulunamayan CHP’li yerel yönetimini  yavaş şehir seçeneğine düşünce olarak çok da uzak bulmuyorum.

Ve bir kez daha sesleniyorum.

Neredeyse çeyrek asırdır. Foça, Balıkçı kasabası mı?,askeri bölge mi?, turizm kenti mi?, arkeolojik kent mi? emekli cenneti mi? Butik şehir mi? Yoksa batık şehir mi?  tartışmalarına  artık bir son verilsin.

Foça tercihini yapsın, değişen dünya  turizmi anlayışında araştırmalar  yaparak hangi yolda ilerlemek istiyorsa öncelikle önüne hedef koysun ve o hedefe ulaşmak için de  tek adam zihniyeti ile değil, gerekirse ilçe halkını kapsayan  yapacağı özel bir referandumla  bu ilçe artık yol haritasını çizsin” diyerek sözlerini noktaladı.
 
EGE HAKİMİYET ARAŞTIRDI "YAVAŞ ŞEHİR NEDİR?"
Metin Öngünşen’in Foça gündemine taşıdığı   yavaş şehir nedir? Özetle şu:
“Şehirlerin hangi alanlarda önemli ve özel olduklarını düşünmeleri ve bu özelliklerini korumak için strateji geliştirmeleridir. Yerel zanaatları, tatları ve sanatları sadece eskilerin hatırlayabildiği kavramlar olmaktan çıkarmak için bunları çocuklarımızla ve misafirlerimizle paylaşmaktır. İnsanların kendi sağlıklarını ön planda tutmalarıdır. Bunu gerçekleştirmek için, hava, gürültü, ışık ve elektromanyetik kirliliklerin sürekli kontrol edilmesi ve sağlığı tehdit etmeyecek boyutta tutulmasıdır. Çevreye ve insana zararlı olmayan alternatif ve yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesidir. Teknolojiye karşı çıkmak değildir. Tam tersine belediye hizmetlerinin internet ortamına taşınması ve hemşerilerin bu hizmetlerden yararlanabilmeleri için eğitilmeleridir. Bisikleti, faytonları özendirmek ve gerekli altyapıyı sağlamaktır. Şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve hikâyesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanmasıdır. Geriye gitmek veya eskide yaşamak değildir. Şehrin, değerlerine, esnafına ve halkına sahip çıkması ve bunu gelecek nesillerle paylaşmasıdır.”
 
 “YAVAŞ ŞEHİR OLMAK İÇİN NE GEREKİYOR”
Dünyada çok az şehrin elde edebildiği Cittaslow"Sakin şehirler" unvanı için 60 kriter gerekiyor. Bu kriterlerin içerisinde en önemlileri ilçenin doğal yaşam sürdürmesi, organik gıdalar üretip tüketmesi, çevre dostu olması, yöresel yemeklerle yöresel yaşam ve sağlıklı bir hayat sürmesi gibi noktalar öne çıkıyor. GDO’lu gıdaların tartışma konusu olduğu bir dönemde Seferihisar organik,hormonsuz, GDO’suz ürünler yetiştirdiğini de tüm dünyaya resmen kabul ettiren ilk Türk şehri oluyor. Cittaslow’lar aşırı kentleşmeden bıkan dünya insanının yeni tercih noktaları oluyor. Cittaslow’larda şehir gürültüsü, hava kirliliği, insan ve doğa sağlığını etkileyecek en ufak bir olumsuzluk bile olamıyor.

Kaynak: Ege Hakimiyet Gazetesi 

YORUMLAR

  • 0 Yorum