Amerika düşerken...

KADİR DENK

Öncelikle... 

Dünyanın başkenti Washington'dan herkese 'koranasız' günler dilerim.

30 senedir Washington'da yaşıyorum. Bunun içindir ki, gözlem ve analizlerim turistik değildir.

2 senede bir olsa da vatanım Türkiye'yi ziyaret ediyorum; hemşehrilerim/kardeşlerim ile bir araya gelip hasret gideriyorum. 

Türkiye'den çok uzaklarda olsak da kalbimiz her daim vatanımız için çarpar, aklımız her daim vatanımızda olur!

Öyle ki, Türkiye sevdamızdan hiçbir zaman kopmadık, kopamadık, kopmayacağız!  

Gelelim konumuza...

Şu içinde bulunduğumuz şu zor günlerde bir kez daha tecrübe ettik ki, biz Türkler farklı/eşsiz bir gene sahibiz.

Düşüncelerimiz, hayata bakış açılarımız ve yaşam tarzlarımız ne kadar farklı olursa olsun, vatanımız ve milletimizi dışarıdan tehdit eden bir tehlike olduğunda,  tehlikelere karşı yek vücut oluyor ve adeta devleşiyoruz.

Türk halkının birbirine ne kadar sıkı sıkıya bağlı olduğunu, bir daha göstereceğinden hiç kuşkum yok.    

Öte yandan... 

Korana sonrası yeni bir çağın başlayacağını söylememe gerek yok, zira yedi yaşındaki herhangi bir çocuğun bile size bunu söyleyecek bilgiye sahip olduğu aşikar. 

Şimdi... 

Öncelikle bir karşılaştırma yapalım.

Amerika'nın hali malumunuz! 

Pandemi süreciyle birlikte Amerikan sağlık sigorta sisteminin tamamen çöktüğünü söyleyebiliriz. 

Hastaneler son derece yetersiz!

Yoğun bakım aletlerinin sayısal yetersizliği sebebiyle ölümler çoğaldıkça çoğalıyor. 

Sarışın Başkan Trump'ın "100 bin ölümle kurtulabilirsek başarılı sayılırız" söylevi de ABD'nin ne kadar hazırlıksız  yakalandığının ve yetersiz olduğunun somut göstergesidir. 

ABD'nin hali pür melali ortadadır. 

'Dünyanın en zengin süper devleti' diye lanse edilen ABD, şimdilerde kendi insanlarına yetişemez/biçare durumdadır.

Elindeki nakitle güncel ihtiyaçlarını gideren Amerikan halkı, faturalarını, vergilerini ve sigortalarını ödeyememektedir. 

Devlet, kişi başı $1200 yardım edeceğini açıklasa da, takvim yapraklarının 20 Nisan'ı göstermesine rağmen, yardım ücretini alamayanların sayısı çoğunluktadır. 

Ve... 

Öncelik vergi beyannamesi dolduranlara verilmektedir. 

Evet, vergi beyannamesi yoksa para yardımı da bir nevi yoktur. 

Fakat bu konuda mağdur edilenlerin sayısının çok olması, ABD için tehlikeli bir durumdur.

Özellikle de varoş eyaletlerde yaşayan ve ceplerinde hayatı idame edecek kadar parası olmayan insanlar, yarın öbür gün  mağazaları/marketleri talan etmeye kalkışırsa, hiç ama hiç şaşırmam! 

ABD başkanı Donald Trump'ın acilen yapması gereken şey şudur: Sosyal güvenlik sigorta numarasına göre ödeme yapmak!

Amerika'yı kasıp kavuran bu salgında, şirketlerin kurtarılmasından daha elzem olan vatandaşların güvenliğinin sağlanmasıdır.       

Türkiye’de olduğu gibi, Amerika'da da cahiller mevcuttur.  

Rahibin biri kiliseyi  kapatmayıp üzerine bir de  sosyal mesafe kuralına uymayıp ayin yapmıştır.

Sonuç: Koronaya yakalanan rahip efendi tahtalı köyü boylamıştır. 

Geri gelelim Türkiye'ye... 

Cennet mekan Turgut Özal'ın döneminde başlayan ve Erdoğan döneminde devam eden yap-işlet-devret sistemiyle yapılan "şehir hastaneleri"nin bu salgındaki önemi sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada ortaya çıkmıştır.

Türk sağlık sistemi ve yatırımları, bütün dünyada örnek gösterilmektedir. Hem de parmakla...

Evet evet, hani muhalefetin "Ne gerek var bu kadar yatırıma" diye eleştirdiği şehir hastanelerden bahsediyorum.

Türkiye, son derece başarılı bir sınav verirken, Avrupa'daki sağlık sisteminin de çöktüğüne şahit oluyoruz. 

Fransa'da huzur evlerindeki yaşlılar adeta ölüme terk edilmiş durumda. 

Türkiye’de ise salgının hemen başında tüm huzur evleri  karantinaya alınmış, bütün sakinlerin testleri yapılmış ve  testleri pozitif çıkanlar da derhal tedavi altına alınmıştır. 

Türkiye, korana ile savaşını kontrollü ve bilinçli bir şekilde devam ettirmektedir. 

Ki, Türkiye'nin bu savaştan başarıyla çıkacağına olan inancım tamdır. Ancak...

Korana sonrası yapılması gereken tedbirler de büyük önem arz etmektedir. 

Bu tedbirler yerel yönetimlerin de önemini ortaya çıkaracaktır.

Demem o ki, tedbirlerin köylerden başlayıp, kasaba ve şehirleri içine alan bir plan dahilinde yapılması gerekmektedir. 

Biz Türklerin geleneğindeki imece usulü ve kooperatifçilik öne çıkarılmalıdır. Bu noktada...Devlet

Planlama Teşkilatı'na görev düşmektedir.    

Korana sonrası en büyük  ihtiyaç gıda ürünleri ve tüketim malzemeleri olacaktır.

Teknoloji, Turizm gelirleri ikinci planda kalması sebebiyle,Türkiye bu pazarda en şanslı devletlerden biri olarak öne çıkacaktır. 

Amerikan ve Avrupa halkı, virüs sebebiyle Çin mallarından imtina edecektir. 

Toplumlar, ihtiyaçlarını güvenilir ülke olan Türkiye’den karşılamak isteyecektir. 

Devletin öncülüğünde, Türkiye'nin dört bir tarafını kapsayan büyük bir kampanya elzemdir. 

Ücretsiz tohum, ÖTV'siz mazot desteği, düşük faizli kredi, ürün teşviki ve en önemlisi de PAZAR ORGANİZASYONU  gibi yardımlarla, tarım maksimum seviyede desteklenmelidir. Bu sayede, işsizlik sorunu kısmen de olsa çözülmüş olur. 

Gemi yolculuğunun çok uzun sürmesi sebebiyle, devletin acil olarak, halkı da projeye ortak ederek  kendi kargo uçaklarını üretmesi ve bu üretilen ürünlerin dünyanın her yerine kolayca/hızlı ve en ucuz şekilde ulaştırılmasını sağlamak, birinci en elzem görevi olmalıdır.

Oculuk-buculuktan vaz geçilmeli ve birlik-beraberlik içinde davranılmalıdır.  

Tek çare: 

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” altında birleşmektir.                            

Kadir Denk- Ekonomist