İnsanı güç değil, kendisi mutlu eder

MANOLYA DEMİRBAŞ

Meğer sanaymış yolculuğum… Bugün kendime neden yaşadığımı sordum, bir anlamı olmalıydı başımdan geçen onca şeyin.

Kendimden özür diliyorum. Yaşadığım süre boyunca hep merhametimin arkasından yürüdüm, beklentilerimi, hayallerimi arkada bıraktım.

Kimseden bir şey beklemedim, doğru olanın bu olduğunu sanıyordum, çünkü yaşadıklarımı yaşayamadıklarımı içimde sakladım sustum.

Duygularımı hep bastırdım, ben en iyisini yaşatayım ki, benim de istemeye yüzüm olsun dedim. Verdim, hep verdim, karşılığını alıp alamadığıma bakmadan, usanmadan hep verdim. Ama hiç isteyemedim…

Yıllarca sen güçlüsün, sen yaparsın, sen halledersinlerle büyüdüm… Aslında güçlü olmak değildi istediğim, ama olmak zorunda bırakıldım…

Kendimi hep erteledim ve kendi hayatımdan hep vazgeçtim. Kimsenin beni anlamadığını bildiğim halde hayatıma girenleri mutlu etmenin benim görevimmiş olduğunu sandım.

Herkesi mutlu etmeye çalışırken benim de mutlu olmam gerektiğini unutmuşum meğer…

Ben, ailemin ortanca çocuğuyum. Ortanca çocuk olmak görevim neyse en iyisini yapmalıyım ki vicdanım rahat etmeliydi.  Bana verilen rolleri en iyi şekilde oynarken karşımdakilerin rollerini iyi oynayıp oynamadığına hiç bakmadım, takılmadım…

Aslında kendimi nasıl da unutmuşum, kendime haksızlık etmişim kimseye etmediğim kadar.

Herkesi dinledim kendimi dinlemediğim kadar. Yıllarca başkalarının hayatına yancı olduğumu, kendimi aramaya çıktığımda anladım. Yorulduğumu, kırıldığımı çok uzun yıllar sonra anladım.

Ve bunu fark ettiğimde kendime diyebildiğim tek şey artık geçti…

Bir daha seni kimse üzemeyecek. Şimdi senden özür diliyorum. Seni bu kadar hiçe saydığım için, seni üzmelerine izin verdiğim için, üzerine bu kadar sorumluluk yüklediğim için, hakkın olan duyguları, mutluluğu sana yaşatamadığım için, çocukluğundan, gençliğinden, duygularından özür diliyorum.

Kendime değer vermek değişmek ise evet ben değiştim, değer yargılarım değişti. Belki de bencilleştim ama tek bildiğim şey ben bugünüme bana yaşatılanlarla geldim.

Artık vermek kadar istemenin de normal bir şey olduğunu anladım. Bunu bana öğreten sevgili eşime çok şey borçluyum. Ona teşekkür ediyorum bana “BİZ” olmayı öğrettiği için…

Yıllarca çalıştım, çabaladım, emek verdim, işime sahip çıktım, şimdi artık kendime sahip çıkıyorum. Şu zamanda insana kendi düşünceleri bile çok ağır gelirken, başkaları adına düşünmeyi ve olayları ayrıntılarıyla irdelemeyi bir kenara bıraktım ve kendi hayatıma odaklandım.

Anladım ki ruhsal yorgunluk, fiziksel yorgunluktan çok daha fazla olumsuz etkiliyor insanı.

Yaşam bana öğretti ki; Hayata küsüp bir köşeye çeklince mucize olmuyor. Gizemli biri gelip tüm sorunları çözmüyor. Kendine kendin sahip çıkmadıkça bir yere varamıyorsun…

Artık kendime ve mutluluğuma, yaşama sevincime, umutlarıma sahip çıkarak kendime bir not bırakıyorum “şu hayatta; güçlü değil, mutlu olmak için çabala, mutlu bir insanı hiçbir güç alt edemez.”

Bir zamanlar değerli bir büyüğümün bana dediği gibi; “Hayat bir gün o da bugün” dünü, bugünü değil anı yaşayarak sevgiyle kalın, kendinizle kalın…

Manolya DEMİRBAŞ