Uzun İhsan Efendi'nin zihninde yaşıyoruz!

ŞEHRİBAN AKI

PUSLU KITALAR ATLASI

Geçmiş üzerine, dünya hali üzerine, düşler ve “puslu kıtalar” üzerine, sürükleyici ve efsane tasvirler barındıran bir İhsan Oktay ANAR romanı.

Ezop masalları kadar güzel,  Ezop masalları kadar olağan üstü, Binbir gece masalları gibi çeşitli, sizi gerçek dünyadan alıp hayal dünyasına götürecek,  eğer coğrafya ve tarihe ilginiz varsa belki de okuduğunuz kitaplar içinde en sevdiklerinizden biri olacak bir öykü. Olaylar birbirine öyle güzel bağlanmış ki kitaptaki her hikayeden ayrı bir kitap çıkarılabilir, öyle de zengin.

Kurgu  çeşitliliği göz kamaştırıcı. Felsefik yaklaşımları ve sıra dışı olay örgüsü önceleri karışık gelse de büyülü gerçekçilikle birlikte verilince, 17. Yüzyıl İstanbul sokaklarında müthiş bir gizemin peşinden koşuyorsunuz ve olayları birleştirerek ilerledikçe hız kazanıyor nefes nefese bir maceranın içinde Bünyamin’le beraber adım adım esrar perdesini aralıyorsunuz.

“Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazen o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve sefadan, lezzet ve şehvetten bir alem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı..."

Uzun ihsan Efendi’nin maceraları bambaşka bir dünyaya yolculuk yapmak isteyenler için birebir. Tarihsel gerçekliğe farklı bir bakış açısı ile yaklaşılan bu kitaptaki karakter bolluğu bocalamanıza sebep olsa da dikkatli okurun gözünden kaçmayacak ayrıntılar öyle güzel yedirilmiş ki fark ettikçe kitabı elinizden bırakamayacaksınız. 

Anlatım dili, içinde geçen kelimelerin bazılarının Arapça ve Farsça olması  biraz ağır gelebilir fakat okudukça açılacaksınız ve kelimeler sizi yormayacak.

İhsan Oktay ANAR’ın okuduğum ilk eseri olmakla beraber Kitab-ül Hıyel isimli eserini de edinmiş bulunmaktayım en kısa zamanda okuyacağım.

“Bilmek ve şahit olmak en büyük mutluluktur. Macera ise büyük bir ibadettir.”

"Yaşanılanlar, görülenler ve öğrenilenler ne kadar acı olursa olsun, macera insanoğlu için büyük bir nimetti. Çünkü dünyadaki en büyük mutluluk, bu Dünya'nın şahidi olmaktı."

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim okuduğum bu en şaşırtıcı masalda mükemmel bir hayal gücü sizi bekliyor unutmayın ki her şey biz de dahil Uzun İhsan Efendi’nin zihninde yaşıyoruz.         

Sevgiyle kalın…

Şehriban Akı Bakır