Diz kireçlenmesi hakkında merak edilenler

SAĞLIK KÖŞESİ

OBEZİTE VE ARTAN YAŞ KİREÇLENME NEDENİ



Kireçlenme (osteoartrit) eklemlerin en sık görülen kronik rahatsızlığıdır. Kireçlenme her yaşta gözleniyor olmakla  birlikte 60 yaş üstü kişilerde daha sık rastlanmaktadır. Yaygın risk faktörleri; obezite, artan yaş, eklem yaralanmaları, eklemlerin aşırı kullanımı ve genetik yatkınlık içerir. Diz ekleminin kireçlenmesine “gonartroz" denir. Gonartrozda öncelikle eklem kıkırdağında aşınma, yıpranma başlar ve zamanla eklemin öteki dokular da bu durumdan etkilenmeye başlar. 

Yeni Yüzyıl Üniversitesi Gaziosmanpaşa Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümünden, Dr. Öğr. Üyesi Hasan Mola Ali ‘Diz kireçlenmesi hakkında merak edilenleri’ yanıtladı.

Diz kireçlenmesinin belirtileri nelerdir?

Diz kireçlenmesinin en önemli belirtisi ağrıdır. Akşama doğru veya aktivite sonrasında ağrıda artış, merdiven inip çıkma ve yere çömelme ile ağrıda artış olur. Bunun yanında eklemde sertlik, eklem etrafında hafif şişlik, eklem büküldüğünde eklemden tıkırtı ya da çıtırtı sesi gelmesi önemli belirtilerdendir.

Diz kireçlenmesi (gonartroz) kimlerde görülür?

Diz kireçlenmesi her yaşta insanda görülebilmekle birlikte 60 yaş üstü kişilerde daha sık görülmektedir. Fazla kilolu olmak, geçirilmiş travmalar, eklem operasyonları, spor yaralanmaları ve iltihaplı romatizmalar en önemli sebeplerdendir.

Diz kireçlenmesi (gonartroz) tanı nasıl konulur?
Hasta belirtilen şikayetlerin çoğunu yaşamaya başlayabilir ve günlük yaşantısında zorlanmalar başlar. Hastaneye gelen hastamızın diz kireçlenmesi (gonartroz)  tanısı muayene ve ayakta çekilmiş basit bir röntgen ile konur.

Diz kireçlenmesinde tedavi seçenekleri nelerdir?
Diz kireçlenmesinde ağrıyı azaltacak, mobiliteyi arttıracak ve yapısal hasarı önleyecek tek bir tedavi modalitesi yoktur. Diz kireçlenmesinin optimal tedavisi farmakolojik ve non-farmakolojik tedavilerin kombinasyonuyla sağlanır.

Hasta eğitimi: Dizlerini korumayı öğretmek ve hastalığın nedenleri ve doğal seyri hakkında bilgi vermek oldukça rahatlatıcı olabilir.

Kilo verme: Diyet ile kilo vermek dizlere binen yükü azaltır dolayısıyla hastalık seyrini anlamlı derecede etkiler.

Egzersiz ve fizik tedavi: Diz kireçlenmesi tedavisinde egzersiz ve fizik tedavi uygulamalarının önemli bir yeri vardır. Fizik tedavi ve rehabilitasyon hizmetleri yan etkisi oldukça az olan etkin bir tedavi olanağı sunmaktadır. Diz eklemine yük bindirmeyen, dolayısı ile travma oluşturmayan yüzme ve havuz egzersizleri gibi, aerobik egzersizler kondisyonu artırmada ve kilo vermede yardımcıdır. Kuadriceps kasının atrofisi eklem dejenerasyonunu hızlandırmaktadır, dolayısıyla kuadriceps kasının güçlendirilmesi önem arz etmektedir.

Ortezler ve yardımcı cihazlar: Ayakkabı ve tabanlık düzenlemeleri, şok absorban ayakkabı kullanımları ve dizlikler ağrıyı kontrol altına almakta destek sağlarlar. Ekleme binen yükü azaltmak amacı ile karşı ele baston verilebilir.

Gonartrozun erken evresinde Glukozamin sülfat, kondroitin sülfat gibi ürünler hem ağrının azaltılmasında hem de yapısal değişiklikleri azaltama da faydalıdır.
İleri evre gonartrozda, cerrahiden korkan ve zaman isteyen hastalarda, diz içine uygulanan steroid ağrıların azaltılmasında etkili olmaktadır.

Halk arasında sıvı iğnesi olarak bilinen Hyaluronik asitin, yapısı itibarı ile eklemde kayganlığı sağlayarak hareketleri kolaylaştırma ve şok absorbe edici özelliği vardır.
PRP (Platelet rich plasma), kişinin kendi kanından elde edilen ve trombositten zengin plazma olarak adlandırılan bir sıvıdır. Hastadan 20 ml kan alınır, özel cihazlar ile santrifüj edilerek PRP elde edilir. Bu sıvının içinde konsantre miktarlarda büyüme ve iyileşme faktörleri bulunur. Elde edilen PRP diz içine enjekte edilir. Bu faktörler vücudun doğal iyileşme ve tamir mekanizmalarını harekete geçirir, zarar gören dokular daha hızlı bir şekilde onarılmaktadır.

Son zamanlarda popülaritesi artan kök hücre tedavisiyle de başarılı sonuçlar alınmaktadır. Kemik iliği veya yağ dokusundan alınıp hazırlanan kök hücreler, enjeksiyonla diz içine verilir. Daha sonra kök hücreler bu bölgede çalışmaya başlayarak dokuları yenilemeye başlar.

Bütün bu tedavilere rağmen hastalarda ağrı ve günlük yaşam aktivitelerini yerine getirmekte zorlanma söz konusuysa cerrahi tedaviler düşünülür.