Borç yiğidin kamçısıdır!

RIDVAN KARAPEHLİVAN

Yüzlerce yıl önce söylenmiş atasözümüz; o çağlar için pek de geçerli olmasa da bu yüz yıldaki küresel finans sisteminde çok uygun gözüküyor.

Günümüzde devletler birbirine adeta borç yükü ile zincirleme bağlanmış konumdalar.

Dünyada en büyük ekonomiye sahip Amerika Birleşik Devletleri’nin dış borcu tamı tamına 34 trilyon dolar.  Bu borç ABD hazine kaynaklarına göre, tamamıyla kamu borcu niteliğinde! ABD, en çok yüzde 18 ile Japonya’ya, yüzde 15 buçuk ile de Çin’e borçlu.

Peki, ülkemizde durum nasıl?  

Hazine ve Maliye Bakanlığının verilerine göre; 2023 yılsonu itibariyle Brüt Borç stoku: 500 milyar dolar. Net borç stoku ise: 261 buçuk milyar dolar. Bu borç sürdürülebilir gözükürken sıkıntılı olan borçların daha çok kısa vadeli olması ve ülkemizin bu yıl yaklaşık 260 milyar dolar civarında dış finans kaynağına, yani yeni borca ihtiyacı olması.  

En büyük dış borç ödemesi özel sektöre ait. Türk özel sektörü bu yıl 134 milyar civarında dış borç ödemek zorunda. Bunun da 68 milyar doları özel bankalara, geri kalan yaklaşık 73 milyar doları da reel sektöre ait.

Kamu dış borç geri ödemesinde en büyük pay, 46 milyar dolar ile Merkez Bankasına ait olurken, 40 milyar doları ise kamu bankalarına ait durumda.

Bu borçlar ödenir mi?   

Bizde borcun miktarından çok kısa vadeli olması önemli tabii.

Türkiye borçlarında temerrüde düşer mi?  

Konsolidasyon, yani kısa vadeli borcu uzun vadeye çevirmek ister mi?

Hükümetin bu mayıs seçimlerinden sonra başlattığı OVP programında sabır ve ısrarlı davranılırsa Türk ekonomisi 3 yılda düzlüğe tekrar çıkabilir.

Çünkü bu programın uygulanmaya başlanması ile CDS’ ler yüzde 60 aşağı gelirken kredi derecelendirme notu da birkaç kez yükseltildi.

Türkiye’yi asıl zora sokan iç borçların 2023 yılında çok fazla artmış olması.

1 yılda ortalama yüzde 65 artışla, rakamsal olarak 1 trilyon 304 milyarlık artışla tam 3 buçuk trilyona yükselmiş durumda. 

İç borç artışında yükselen faizler ile deprem nedeni ile yapılan olağanüstü kamu harcamalarının payı elbette çok fazla.

2024 yılı bütçesi genel bütçe kapsamında 11 trilyon lira ve bu bütçede öngörülen kamu yatırımları 1trilyon 7 milyar ve bunun yaklaşık yarısı 510 milyar lirası deprem harcamaları için öngörülüyor.

Depremin ülkemize can kaybı ve deprem bölgesinde yaşan üretim ve iş gücü kaybı dışında yeniden yapılacak yol, okul hastane konut gibi fiziki yatırımların faturası elbette büyük oldu.

Dolar bazında, 350 milyar doların da bir merkezi idare bütçesi var. Bu da 1 trilyon 150 milyar dolar civarında olan mili üretimin yaklaşık yüzde 28 ‘ne tekabül ediyor.

Bütçe açığının yıl sonunda yüzde 20 civarında olacağını öngören ekonomi uzmanları var.

Mehmet Şimşek, OVP’yi uygulayıp bütçeyi deldirmemekte ısrarlı görünüyor.  Şimşek, geçenlerde yaptığı açıklamada “Hiçbir bakanlık, kamu kurumu ve belediye ek ödenek için bize gelmesin” dedi.

Hazineden ek ödenek talep eden belediyelerin de yatırımlarında birkaç yıl frene basmaları gerekecek gibi görünüyor.

Onlar da sıkı bir bütçe yapıp gereksiz harcamalarını kısacak, kadro şişkinliğine müsaade etmeyecekler.

Örneğin İzmir Büyükşehir Belediyesini göz önüne alırsak, 2024 bütçesi 45 milyar TL ve bunun 18 milyar lirasını yatırımlara ayırmış durumda. Toplam belediye borcunun da 15 milyar lira civarında olduğu söyleniyor.

Bu rakamlar ile 5 milyonu aşan İzmirliye hizmet götürmeye çalışan İzmir Büyükşehir de frene basmak zorunda kalabilir.

2023 yılı itibari ile yerel yönetimler için bütçeden yaklaşık 230 milyar lira ayrıldı. Bunun da yüzde 75’ini 3 büyük şehir İstanbul, Ankara ve İzmir almış durumda.

Bölgemizdeki ilçe belediyelerin konumuna bakacak olursak...

Bakırçay bölgesinde 2024 yılı için en yüksek bütçe rakamı 2 milyar 300 milyon lira ile Aliağa Belediyesine ait. Bergama’nın ise 1 milyar 150 milyon lira civarında bir bütçe hedefi var.

Bergama da bildiğiniz gibi belediye Cumhur İttifakı’ndan CHP’ye geçmiş durumda. Bergama Belediyesinin İzmir Büyükşehir Belediyesinden ne kadar kaynak alacağına 2024 bütçesini yapan Tunç Soyer karar verdi.

Yani yeni başkan 9 ay boyunca belirlenen rakam üzerinden hizmet alacak. 2025 bütçesinde ise Cemil Tugay ve Tanju Çelik birlikte bazı şeylere karar verecekler.

Ülke genelinde şimdi CHP’li belediyeler devraldıkları belediyelerin borçlarını hesaplatarak belediye binalarına asıyorlar.

Elbette borcu bilmek o beldede yaşayan vatandaşların hakkı.

Bu ne kadar doğru ise “bu kadar borç var” deyip hizmet yapmamak ve ücret ödemelerini aksatmak doğru bir şey değil.

Mali tablo kötü ise buna çözüm aramak da yeni gelir kaynakları bulmak da yeni başkan ve yönetimlerin işi,

Elbette borçlar usulsüz, kötü yönetim nedeni ile artmışsa bunun hesabı sorulsun ve kamuoyuna açıklansın ama “biz borçlu belediye devir aldık, bir şey yapamayız” demek de doğru bir savunma değil.

RIDVAN KARAPEHLİVAN