Ülkemizin tarımsal gerçekleri

PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ

174. EĞİTİM YIL DÖNÜMÜNDE ZİRAAT MÜHENDİSLİĞİ EĞİTİMİ NEDEN 21. YÜZ YILIN GEREKLERİNE CEVAP VERMİYOR

Mevlana’nın ifadesi ile “dün dünden kaldı, yeni şeyler söylemek lazım cancagazım”. Yeni bir tarımsal öğretim paradigmasının yaratılması gerekir.

Son yılarda artan dünya nüfusu ile birlikte artan gıda talebi doğal olarak tarıma olan ilgiyi yeniden artırdı.

Ülkemizde geçişte sanayileşeceğiz diye tarım geri plana itilmesi ve sonunda sanayileşemediğimiz gibi son yıllarda tarımda birçok üründe ithalatçı duruma gelmiş bulunuyoruz.

Ekonomik ve ekoloji nedenlerde üretim yetersizliği ve dağıtımdaki sorunlar sonrası mutlak yeniden tarıma önem verilmeli ve üretim ekonomisine geçilmesini konusunda ciddi talepler oluşmaktadır. En son TÜSİD başkanı tarıma önem verilmesi gerektiğini belirtmektedirler.

Başta mera alanlarının tarıma ve yerleşim yerlerine açılması, et-balık kurmalarının özeleştirmesi, şeker ve türün yasaları ile devlet desteğinin kaldırılması, tarım teknolojilerine gerekli önemin verilmemesi, tarım topraklarının amaç dışı kullanıma açılması ile yaklaşık 34-38 milyon dekar arazinin tarımdan koparılması sonucu bugün ülkemizde ciddi tarım ürünlerin ulaşım sorunu yaşanıyor.

Halen sahip olduğumuz coğrafyanın sunduğu, yeterli güneş enerjisi, ılıman iklimi ve toprak yapısı itibarı ile üretim yeteneğimiz fena değil anacak potansiyelimiz tam olarak kullanılmamaktadır. Bu bağlamda yeniden Türkiye’nin kalkınması için tarımsal eğitiminde yeni bir paradigma değişimine ihtiyaç duyulmaktadır.

Ziraat eğitimi Türkiye’deki en köklü eğitimlerden biridir ve yaklaşık 174 yıla yakındır tarımsal eğitim yapılmaktadır. Ancak halen arzu edilen bir ziraat eğitimine de kavuşmuş değildir.

Ziraat Fakültelerinde ‘Ziraat Mühendisliği’ mesleği unvanının ve diplomasının kazanılmasına yönelik olarak 1999 yılında önerilen 5 öğretim programı bir eğitim sürecini tamamlanmadan ilk iki yılda tartışılır durma gelmiştir.

Daha sonra tekrar bölüm eğitimine geçilmiştir. Ziraat Mühendisliğinin geleceği her şeyden önce tarım eğitimi alacak kişinin eğitim gördüğü alan ile ilgili işe girebileceğini bilmesi ve onun güvencesi gerekmektedir.

Bu konudaki çabaların başında yeni eğitim programları oluşturarak bölümlerin sayısının azaltılması ve buna bağlı olarak ta daha az öğrencinin fakültelere alınması kararlaştırıldı. Fakat ne yazık ki yeni sistem yeterince tartışılmadığı için beraberinde birçok sorunu da getirmiştir.

Diğer taraftan öğretim üyelerinin ekonomik zorluklarının da etkisiyle yeterince öğretim üyesi olmayan fakültelerin açtığı ikili öğretim büsbütün Ziraat Mühendisliği enflasyonunun artırmıştır.

Ziraat mühendisliği eğitiminde yeni programların yeniden tartışılması ve alt programların oluşturulmasında eski bölümlerin yanında çağın gereksinimi olan yeni alt programları ve yan-dal eğitimi konuları tartışılmaktadır.

İkincisi mevcut eğitim sistemi yalnızca öğretme merkezli olması nedeniyle, birçok öğretim üyesi yıllar öncesi edindiği bilgi ve becerileri ile öğretim faaliyeti yapmaya çalışmaktadırlar.

Ancak iletişim teknolojileri çağının karmaşık ve ileri üretim teknikleri ortamında öğretim üyelerinin kendilerini hızla bu tür gereksinimleri öğrencilere kazandıracak şekilde donatması kaçınılmaz gözüküyor.

Çağdaş eğitim teknikleri ve okuryazarı olmamak, eleştirel-analitik düşünme becerilerinin öğrenciye nasıl kazandırılacağının bilmek ve bu konuda motivasyon sahibi olmak da çağın gereksinimleri içinde belirtilmektedir.

Bu şekilde düşünen eğitim kadrolarının eğitim sürecinden geçmemiş ve iyi eğitilmemiş Ziraat Mühendisleri gerek kamuda ve gerekse özel kuruluşlarda kendilerinden beklenilen performansı göstermeleri beklenmemelidir.

Son yılarda eğitimde çokça tartışılan Eğitimde Toplam Kalitenin felsefesi ve sınırları mesleğimizde tam olarak belirlenmediği için Ziraat Mühendisi eğitiminde klasik öğreti ile devam edilmektedir. Toplam kalite anlayışı hâkim olmadığı için sorunlar ve ihtiyaçların dikkate alındığı dinamik bir eğitim yapılamamaktadır.

Helen günümüzde hangi bilgi birikimine ve donanıma sahip bir nasıl bir ziraat mühendisi aranıyor sorusuna aranan cevap net değil. Bu bağlamda kamudan çok özel sektörün amaca yönelik beklentileri bulunuyor ancak ağırlıklı olarak kamuda istihdam edilen ziraat mühendisi iş tanımı ve aranılan yetkinlikler net değil.

Ziraat Mühendisi nasıl taraf edilir? Ziraat Mühendisi (Tarım mühendisliği), tarımsal üretim ve kırsal gelişme için doğal kaynakları kullanarak, doğal, biyolojik ve çevre faktörlerinin devamlılığını sağlayan, mühendislik sistemleri ve işletme stratejilerinin geliştirtmesi amacıyla, gerekli mesleki teorik ve uygulamalı bilgi ve deneyim sağlayan disiplinler arası uygulamalı bir bilim dalıdır (Sabancı, 2001 (Ekin Dergisi 11 Ocak 2001). Ortaş, 2001, CBT, Sayı 7227).

21 Yüz Yılda Ziraat Mühendisliği Eğitimi İçin Arana Eğitim Beceri ve Yetkinlikleri Nelerdir?

İletişim ve teknolojileri çağının tarım her alanında üretimden pazara kadar otomasyon ve iletişim ağı yapısı mezunlarda yeni yetkinlikler ve becerilerin aranmasına neden olmaktadır. Çağın yetkinlik gereksinimlerinin başında,

    Yaratıcı ve eleştirel düşünme becerisi

    Enformasyon ve teknoloji okuryazarlık becerileri

    Sosyal ve kültürel yetkinlik gibi temel becerilere sahip olmayı gerektiriyor.

İletişim teknolojileri çağının önümüze koyduğu yapay zekâ, Endüstri 4.0, nono-bioteknoloji ve sosyal medya olgularının gereği olan nitelikli mezunların yetiştirilmesi gerekmektedir. Tek boyutlu insan yerine çok boyutlu, çözümleyici, eleştirel düşünen, değişik varsayımlar üreterek bunları test edebilen, üretimde ve yönetimde yer alabilen, uzak görüşlü ve stratejik düşünebilen insanların yetiştirtmesi hedeflenmektedir. Proje konusunda bilgi ve deneyim sahibi ve kimlikte olmalıdır mühendis. Bu bilgiler yanında bağımsız düşünebilen, üreten ve değerlendiren bilgiye ulaşabilen ve elde ettiği bilgiyi ve ürünü rasyonel kullanabilen çok yönlü olmalıdır mühendis.

Yukarıdaki tanımlamalardan mesleğin doğası gereği çok boyutlu ve geniş bir alanda bilgi, beceri yetenek sahibi olmayı gerekmektedir. Örneğin herhangi bir çiftçi tarlasında bir bitkinin yetiştiriciliği, beslenmesi, hastalık ve zararlı ve toprak işlemeden sulamaya kadar birçok disiplinin bir tek bitki yetiştiriciliğinde gereksinim duyulduğu düşünüldüğünde konu ile ilgili mezunun (mühendisin) bir bütünlük (holistik bakış açısından) içerisinde bütün bilgilerin kullanacak şekilde donatılması gerekmektedir.

Bu durumda soru Ziraat mühendisliği eğitimi belirli konuda eğitilmiş uzman (specialist) olarak mı yetiştirilmeli, (I tipi) yoksa genel bilgi ile donatılmış (generalist) şekilde mi eğitilmelidir (T tipi). Veya disiplinler arası yaklaşımı sembolize eden pi π tipi eğitim modeli ile fen bilimleri, iletişim teknolojileri ve mühendislik disiplinlerinin birikimlerini bütüncül olarak kavrayan eğitim modeli (Ortaş, 2002, http://vizyon21y.com/documan/Egitim_Ogretim/Onemli_Insanlari/Bil_Ins_Olmak/I_T_pi_tipi_bilim.html). Japon eğitim modelinde bu ve benzeri konular genelci eğitim sistemini benimsemiş olup yetiştirilen elamanlar iş hayatında esneklik kazandırmak ve birçok alanda kullanımına olanak kazandırmak için. Bu şekilde eğitilen mühendis birçok alanda iş bulma şansına sahip olduğu gibi bulunduğu iş yerinde bir alandan başka bir alana mobilize edilebilmektedir.

Ülkemizde Ziraat Mühendisliği enflasyonu, başta plansız açılan fakülteler, liseden akademik ve yetkinlik yönünden yetersiz eğitim ile gelen öğrenciler ve üniversiteden giderilemeyen yetersizlikler sonucu mezunların mesleğini ve kendilerini yeterince ifade edememeleri, yabancı dil bilmemeleri gibi birçok temel nedenden dolayı mesleğin temsilcisi Ziraat Mühendisleri kamuda ve özel sektörde iş bulamaması neden olmaktadır.

İşsizlik oranının yüksek olması ve gerek kamuda ve gerekse özel teşebbüste ihtisaslaşmış elamana olan ilginin düşük olması, mezunların büyük çoğunluğunun başta öğretmen, pazarlamacı ve diğer özel kuruluşla da iş bulması gerçeği, ziraat mühendisliği eğitimde genelci (T tipi eğitim süreci) ve yaparak öğrenme yaklaşımının bir zorunluluk gibi görüldüğü anlaşılmaktadır. Hayatla iç içe olan tarım eğitiminin kapalı sınıflarda yapmanın öğrencilerin yetkinlik kazanımına çok da etki etmediği aşikârdır. Bu bağlamda yeni paradigma değişimine ve dönüşümüne ihtiyaç duyulmaktadır.

Ziraat Mühendisliği Eğitimi doğanın önemli sorunların bünyesinden taşıması topraktan-insana zincirinin üzerindeki birçok halkanın bağımsız ve aynı zamanda birbiri ile olan sıkı ilişkileri nedeniyle dünyanın birçok ülkede Ziraat Üniversiteleri adı altında örgütlenmiştir. Bu bağlamda tarımın çok boyutlu ve fonksiyonlu ve birbirinden ayrılmaz unsurları olduğu gibi birbirinden kısmen de uzak mesafelerde olabilecek alanların kendi içerisinde örgütlenerek eğitilmeleri öğrenim süresinin kısaltılması ve yaralılığını zorunlu kılmaktadır.

Ülkemizin tarımsal gerçekleri

    Genç nüfusa sahip olmasından kaynaklanan üniversite okuma isteği, nüfusa oranla üniversiteli sayısının az olması, (Mühendislik, sağlık ve eğitmen diploması alacak alanların mutlaka ihtiyaca göre planlanması, diğerlerinin mutlaka sosyal bilimler yöneltilerek üniversiteli olma nosyonu kazandırılarak soruna kısmi çözüm sağlanabilir).

    Tarımda çalışanların nüfusunun %15-23 arasında değişmesi, Ziraat Mühendisi istidamı potansiyelinin yüksek olması, fakat pratikte kamuda mühendis istidamı artık nerdeyse yer almadığı için nerdeyse gerçekleşmemektedir.

    Ziraat meslek okullarının sayısı düşürüldüğü için Ziraat Teknisyeni gibi ana elaman ihtiyacı mühendis ihtiyacının kat kat üstüne çıkmıştır. Ana eleman yerine ziraat mühendislerinin istihdamı Ziraat Mühendisliği mesleğine olan ilgiyi düşürmektedir.

Bu Bağlamda önerileri, Ziraat Mühendisliği Eğitimi yeniden şekillendirilerek 21 yüzyılın dinamiklerine-ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yapılandırılmalıdır. Ziraat mühendisliğinin istidamı için alınması gereken yapısal ve yasal önlemler aşağıda sıralandığı gibidir. 

1.Birkaç büyük Ziraat Fakültesi Eğitimi Yapan Fakültelerin (Çukurova, Ege, Ankara, Atatürk Üniversiteleri Ziraat Fakülteleri) dışındaki Fakültelerin halen eğitim için öğrenci almamışlar ve yeterli öğretim üyesi kadrosu oluşmamış ise bu Fakülteler belirli bir program ve zaman içerisinde Ziraat Meslek Yüksekokullarına dönüştürülmesi geleceğe yönelik ara elaman ihtiyacının karşılanması açısından önemli olacaktır.

2. Başta Çukurova Üniversitesi, Ziraat Fakültesi olmak üzere birinci sınıfı seçmeli İngilizce hazırlık okuması sağlanmalıdır. Ziraat Fakültelerinin gelecekte öğretim üyesi kadrolarının hızla zayıfladığı dikkate alınarak bugünden önlem alınması bir zorunluluk. Bu bağlamda bugünden uluslar-arası düzeyde eğitim süresince bilgiyi ulaşmasını bilen bu konuda eğimli kadroların oluşturulması zorunluluğu.

3. Ziraat Mühendisliği eğitimi, bu bağlamda eğitimi yapılacak Ziraat Mühendisliği kendi koşullarımızı da dikkatte alarak 3+2 veya 2+2+1 sistemine geçilmesi alan bazlı ihtisaslaşması sağlanabilir. Temel ziraat mühendisliği üzerinde bir yıl veya iki yıl daha özel bir alanda eğitilerek Yüksek Ziraat Mühendisliği veya Yüksek Lisans Diplomaları kazandırılabilir.

4. Soruna dayalı veya yaparak öğrenme sistemi tarım öğretimi etkili öğrenme için kullanımı kolay ve etkili bir öğrenme sağlayacaktır. Dersler mümkünse aktif öğrenme sistemine göre organize edilmeli ve bu şeklide teori ve pratik yapama şansı bütün dersler için sağlanmış olur.

5. Ziraat Mühendisliğinin programları çağın gereği olan ileri endüstriyel tarım, ekolojik/organik tarım eksenlerinde olmak üzere değişik alt programlarda eğitim ve öğretim görmesi için alması zorunlu dersler de belirlenebilir. Tarım tekniklerinin bütüncül olarak kavranması yanında bilişim -bilgi teknolojisine dayalı hassas tarım, yapay zekâ, iletişim, girişimcilik, metodolojik yaklaşım ve makro, mikroekonomi konularınındı eğitimin bir parçası olması önemsenmelidir.

Bu bağlamda ziraat mühendisliği eğitimi yeniden gözden geçirilmelidir. Ziraat gibi çoklu disiplinlerin kesiştiği alanda birçok disiplinin bilgi birikiminin odaklanacağı sürdürülebilir yaşam ekseninde sürülebilir tarım, ekolojik yaşamın iklim değişimleri ekseninde bilişim teknolojilerini de kullanımı ile Türkiye’nin tarımı daha nitelikli eleman ihtiyacı sağlanabilir.

Özet olarak; 21 yüzyılın eğitim yetkinliklerini her alanında öğrencilerimize kazandırmak zorundayız. Yıkıcı ve rekabetçi çağda insanımızı çok yönlü yeterliliklerle donatılmış, yaratıcı, fen okuryazar, sosyal ve iletişim becerileri ile donatılmış üniversiteliler yetiştirmek zorundayız. Yoksa çağın acımasız çarkının dişlileri arasında ezilir ve sistemin dışarı itiliriz.  Dün kaçırdığımız fırsatları bugün artık kaçırmayalım. Yeni bir paradigma değişimi ŞART.

Prof. Dr. İbrahim Ortaş

iortas@cu.edu.tr

9 Ocak 2020, Adana