At ve Eşek Eti Yedirilen Öğrenciye Ceza Vermek ve Eğitim Sistemimiz

PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ

Adana’da Et-Eşek Eti Yedirtenlere Karşı Çıkan Öğrencilerimizin Haklı Çıkması ve Onlara Zamanında Sahip Çıkamamamız

Mayıs 2010’da kaleme aldığım ancak tamamlayamadığım “öğrencilerimize at ve eşek yedirtilmesi” yazımı bugünlerde Adana’da yeniden basına yansıyan tonlarca kaçak at ve eşek etinin basına yansıması ile yeniden güncelledim.

21.yy.da insan beslenmesinin temel sorunu hijyen ve kalite sorunudur. Ayrıca ucuz yolla elde ettikleri sağlıksız gıdaları rahatlıkla satabiliyor olmalarıdır. Ancak 2018 yılına girerken halen basında kaçak, sağlıksız at-eşek etlerinin halen basının gündemde olması Adana’ya ülkemize ve bize yakışmıyor. Hele hele toplumun beslenme konusundaki değer yargılarına aykırı ve benimsemediği bir yiyeceği topluma illegal yolardan sunmakta insan haklarına aykırı bir durumdur.

At ve Eşek Eti Yedirilen Öğrenciye Ceza Vermek ve Eğitim Sistemimiz.

O gün kaleme aldığım konu şöyleydi; Kamuoyumuzun yakından takip ettiği Ç.Ü. yerleşkesinde bulunan Kredi Yurtlar Kurumuna bağlı Fevzi Çakmak Öğrenci yurdunda kalan Çukurova Üniversitesi öğrencilerine yedirilen at ve eşek eti uygulamasını protesto eden öğrenciye ceza verilmesiydi. At ve eşek yemek istemediklerini belirten öğrenciler bir araya gelerek bir bilinç oluşturarak benimsemedikleri ve kendi beslenme alışkanlığı içinde olmayan bir eti bilgileri dışından yedirildiği için süreci protesto etmişlerdir. Bu durum bir bilinç ve sağlıklı varoluş surumudur. Bir yanlışı görme ona karşı kırmadan dökmeden bir tavır almaktır. Bu anlayışı ülkemizin geleceği için olumlu görmek gerekirken yurt yöneticileri gençlere protesto gösterisi gerçekleştirdikleri için cezayı uygulamaya geçmişlerdir. Ceza veren otorite çocuklara ilgili mevzuatın hangi maddesine göre ceza verdiler bilmiyorum ancak verilen cezanın mesajı bu yanlışa karşı çıkan susturulur ve cezalandırılır. Tersinden hiç bir şeye karşı çıkmayan, kuzu kuzu önüne konulanı yiyen, ne denilirse yiyen kişide ceza almaz. Yanlışa karşı çıkan “asi, istenmeyen”, sesini çıkarmayan ise “makbul kişi” olarak görülüyor. Benzer şekilde yemeklerin taşeron şirketlere verilmesi ve fiyatların yüksek olduğunu protesto eden öğrencilere destek veren başka bir üniversitedeki öğrencilere okullarında öğrencilere ceza verildiği basına yansıdı. Bir üniversitemiz öğrenci velilerine mektup yazarak çocuklarının bazı eylemlere destek verdiği belirtilmişti. Bu ve benzeri şekilde beslenme ve sağlık konusunda bir duyarlılık söz konusu olduğu görülüyor.

Toplumda Biz Bilinci İle Ancak Sağlığımızı Koruyabiliriz

Eğitimci gözü ile olaylara yaklaşırsak eğitimcilerin çocuklar yanlış bile yapsalar “ben bilincinden” kurtulup “biz bilincine” uygun olarak başkasının da hakkını savundukları için önemsenmesidir. Hatta eğitimcilerin destekledikleri öğrencilere dönüp hayat yalınız at-eşek eti yemeye kaşı çıkmakla yetmez, yere tükürülmesine karşıda çıkın, gereksiz yere su akıtma, odasında olmadığı halde ışıklarını açık bırakanlara ve kapalı alanda sigara içenlere de kaşı çıkalım demeliyiz. Kişilere tutarlı olması öğretilmeli ve/ya öğütlenmelidir. Kişilerin yemek istemediği bir ete karşı çıkıyorsan benzer davranışı da başkasına uygulama bilincini de bu arada düşün diyebilmeliyiz.

Yeniden öğrencilere dönerek ülkemizde çok sayıda yaşlı yardıma muhtaç insan var, arada bir onarlında hakkını savunmak gerekir diyerek kişilerin biz bilincini alanı genişletmeleri gerekirdi. Maalesef yaşadığımız binlerce örnek biz eğitimcilere önemli ipuçları veriyor fakat bizler süreci farklı pencereden değerlendiriyoruz. Biz eğitimcilerin siyasilerden ayrı olarak çocuklarımızın ve gençlerimizin yer yer yanlışlara karşı çıkmasına destek vermemiz ve onarlın diğer konularda da elini taşın altına sokacak süreçlerin bilincine varmasını sağlaması gerekir.

Herkes bizim gibi düşünmek zorunda değil, farklı düşünen ve farklılığını yaşamak isteyen gençlere olanak verelim. Üniversiteler olarak önerim gençleri yeri geldiğinde bir şeylere karşı çıkmaya biz teşvik edelim. At ve eşek etti yedirilmesine karşı uyanık oldukları için gençleri ödüllendirelim. Sosyal sorumluluk duyan gençleri teşvik edelim. Ülkesinin sorunlarını tartışan ve bu konuda fikri olan kendisine göre önerisi olan gençlerin görüşlerini yayılmasına olanak sağlayacak üniversite yerleşke gazeteleri çıkaralım. Gençler yanlışlarını ve doğrularını tartışarak öğrensinler. Bu bir model olarak ülkemiz gençliğini ülkelerinin geleceğine ileride daha çok yaralı olacaklardır.

Üniversiteler Gençlerin Neye Karşı Çıkması ve Neye Karşı Çıkmaması veya Neyi İsteyip Neyi İstemediğini Bilmesini Sağlama Konusunda Ortam Yaratmalıdır

Üniversite gibi özgürlükler adacıklarında gençlerin neye kaşı çıkacaklarını neye karşı çıkmayacaklarını bu sıralarda öğrenmeleri sağlıklı yetişkin birey olma bakımından önemsenmelidir. . Birçok ülkede öğrencilere sosyal sorumluluk projeleri adı altında gençlerin toplumsal sorunlara sahip çıkması ve toplumu tanıması bakımında bu tür uygulamalar önemlidir. Ülkemizin demokrasi kültürünün gelişmesinde neyi isteyip neyi istemediğini bilmeleri çok çok önemlidir.

Öğrenciler Haklı Çıktılar Ancak Şimdi Bu Sahtekârlara Karşı Çıkacak Kimse Kalmadı

Bu yazıdan yaklaşık 8 yıl sonra yeniden Adana sağlıksız ortamlarda kesildiği görüntülenen kaçak at ve eşek etleri gündeme. Yılbaşı öncesi ve sonrası yapılan denetimlerde üç kez ana haberlere kaçak, bozuk ve tehlikeli at-eşek eti haberleri yapıldı. Hatta ahırlarda ölmüş ve kesilmeyi bekleyen 3 de at görüntüsü yansıdı. Bütün bu haberler Adana’da oturan her birimizin şu veya bu şekilde dışarıda yediğimiz veya aldığımız etlerin içinde bu etlerde olma ihtimali çok yüksek. Adana denilince doğal olarak “Adana kebabı” akla gelir. Her köşede bir salaş kebapçı. Paça, bumbar, şırdan gece servis yapılan birçok alınıyor.

Bu haberlerden sonra birçok kişi bir süre dışarıdan et almayalım görüşünü dillendirir oldular. Ancak bu haberlerin kanıksandığı ve buna karşı çıkacak kimsenin kalmadığı görülüyor. Bazen birleri çıkara  "ayıptır-günahtır "derdi. Şimdilerde kimsenin sesi çıkmıyor. Kim bu tür kaçak etleri inanın iradesinin dışından satan kişiler demiyor diyemiyor. Adana siyaseti ve sivil toplumu bu konuda sesiz.

Denetimsiz Gıda Piyasası Ciddi Derecede Hapsimizin Sağlığını Bozuyor   

Günümüzde gıdanın pahalı olması bizim gibi ülkelerde gıda üzerinden kolay para kazanmak isteyen kalpazanların doğmasına neden olmuştur. Hayatın her alanında sahte ve sağlıksız gıdaların hepimizin sağlığına hükmettiğini görüyoruz. Konu basit değil ekonomi-sosyal bütünlük içinde ele alınması gerekir. Ancak ülkemizin beslenme konusunda aynı büyüklükteki eşdeğer ülkelerden daha yetersiz ve sağlıksız beslenmesi açık. Bütün bunlara rağmen ortak toplumsal bilinç ve yanlışa karşı koyma direncimizin azaldığı da ortada. En azından sağlığımızı tehdit eden bu kalpazanlara kaşı ortak tepki vermek gerekir. Dün öğrenciler karşı çıkıyorlardı, Öğrencilere soruşturma açıldı, gençlere sahip çıkamadık. Bugün bize sağlıksız at- eşek eti yediriyoruz ona kaşı çıkamıyoruz. Nerden nereye gelmişiz.  

Prof. Dr. İbrahim ORTAŞ / iortas@cu.edu.tr