İtfaiyeci Gürcan'dan başkan yardımcısı olur mu?

HASAN ESER

Şimdiki Foça İlçe Halk Kütüphanesi'nin bulunduğu binanın yerinde, bir zamanlar müstakil bir restoran vardı.

 'Ali Baba' isimli bu restoranda, günün birinde büyük bir yangın çıktı.

O dönem belediyenin İtfaiye Birimi evlere şenlikti.

O gün alevler yükseldiğinde, ortada ne itfaiyeci ne de itfaiye vardı.

Belediyede başka bir birimde şoförlük yapan bir vatandaş, itfaiye aracını çalıştırdığı gibi olay yerine getirdi. 

Fakat o da ne!

İtfaiye'nin tankında damla su yok, iyi mi?

Koskoca işletme gözlerimizin önünde yanarak kül oldu.

Hiç kimse bir şey yapamadı, herkes eli kolu bağlı izledi.

Son anda askeri itfaiye müdahale etmeseydi, yangın başka binalara da sıçrayabilirdi.

İşte o yangın, Foça'da birçok çocuğun gelecekteki mesleki tercihini belirledi.

Gökyüzüne yükselen alevleri korkuyla ve çaresiz gözlerle izleyen oradaki çocukların bazıları, geleceğin, yani bugünlerin itfaiyecisi oldu.

Bunları neden anlatıyorum?

Tüm dünyada saygın bir meslek olarak kabul gören itfaiyeciliğin, Türkiye'de  basit bir meslekmiş gibi görülmesini kabul edemiyorum.

Foça'da hayatını itfaiyecilik mesleğine adayanlardan biri de Gürcan Kıpırdak'tır.

Kendisi bir sohbette anlatmıştı. 

Gürcan Kıpırdak'ın bir yurt dışı seyahatinde başı Polis ile belaya girer. Derdini bile anlatamadan kendisini nezarethanede bulur. Ne var ki  incir çekirdeğini doldurmayacak, basit bir anlaşmazlık yüzünden düşmüştür bu duruma.

Fakat cüzdanından çıkan kimliklerden İtfaiye Çavuşu olduğu anlaşılır. Bu sayede derhal nezaretten çıkarılır. Kendisine izzeti ikram yapılır. Başta ne olduğunu anlayamaz, ama çok geçmeden mesleğinin dünya genelinde ne kadar saygın bir meslek olduğunu, bizatihi yaşayarak öğrenmiş olur.

İtfaiyecilik, ne yazık ki Türkiye'de önemi yeterince kavranılmayan, hatta bazı cahiller tarafından  küçümsenen bir meslektir.

Halbuki gerçek olan şu ki, dünyanın en zor ve son derece riskli mesleklerinden biridir itfaiyecilik.

İtfaiyecilik mesleğini icra edenler ile huzurumuz için nöbet tutan güvenlik güçlerimizin arasında hiçbir fark yoktur.

Bazen canımızı, bazen malımızı, bazen de milli servetimiz olan tabiatı/çevreyi kurtarır İtfaiyecilerimiz, hem de kendi canları pahasına...

Sadece bizi mi?

Sayısız kere televizyonların haber bültenlerinden izlemedik mi, İtfaiye Teşkilatı'nın zora düşen hayvanlara nasıl yardım ettiğini?

Dahası, trafik kazası, deprem, heyelan, sel gibi afetlerde de İtfaiye Teşkilatı'nın yardımlarını yok sayabilir miyiz?

Yineliyorum! İtfaiyecilik, dünyanın en zor, en tehlikeli ve en şerefli mesleklerinden biridir.

Şimdi...

Foça'mızın ortak adayı Fatih Gürbüz de İtfaiye Teşkilatı'nda görev almış bir kardeşimizdir.

Birileri, Fatih Gürbüz'ün itfaiyecilik mesleğini sakladığını  öne sürüyor.

Cevabım net: Bunu diyenler halt etmiş!

Ki, kamera kayıtları sabittir. Katıldığı birçok toplantıda İtfaiye Teşkilatı'nda görev yapmış olmaktan onur duyduğunu söylemiştir.

Ayrıca...

Bir zamanlar İETT'de işçi olarak çalışan Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün ülkenin Cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturduğunu unutmamak gerekir.  

Türkiye'deki siyaset sosyolojisini anlamak için alim olmaya gerek yok!

Bu ülkenin seçmeni, oyunu kallavi CV'lere sahip olanlara değil,  ancak sevdiği, güvendiği ve kendinden biri olarak gördüğü insana verir/veriyor.

Öte yandan...

Ne yapmış Fatih Gürbüz?

Hayatı boyunca çalışmadan mı geçinmiş?

Her gece bir 70'liğin dibini mi görmüş?

En güzel yıllarını kahve köşelerinde iskambil oynayarak mı geçirmiş?

Hayatı boyunca üretmeden, vergi vermeden, hiç kimseyi  istihdam etmeden mi yaşamış?

Aaa ne büyük ayıp etmiş... Gençlerbirliği ve Göztepe gibi güzide kulüplerde futbol oynamış,  farklı sektörler üzerine işletmecilik yapmış,  bir süre de çocukluk hayali olan İtfaiyecilik mesleğini icra etmiş.

Diploma gerek şart olabilir; ama yeter şart değildir. Zira diploma 'yeter şart' olsaydı,  Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi mezunu olan Gökhan Demirağ'ın Foça'yı uçurması gerekmez miydi?

Son olarak...

'Yazının başlığıyla anlattıklarının ne alakası var?' diye sorabilirsiniz.

El cevap: Çok alakası var!

Nitekim, Gökhan Demirağ'ın en başarılı dönemi olarak kabul edilen 2004-2009 döneminde, Gökhan Demirağ'ın yetkilendirmesiyle, Başkan Yardımcısı statüsünde görev yapıyordu.

Öyle ki, o dönem Gökhan Demirağ'ın görünmez kahramanlarından olan Gürcan Kıpırdak, kanaatimce Foça'nın gelmiş-geçmiş en başarılı belediye yöneticilerinden biridir. 

Cumhuriyet tarihi boyunca, Belediye personelini Gürcan Kıpırdak'tan daha iyi disipline eden, hakkıyla çalıştıran bir isim daha çıkmamıştır Foça'da.

Haa! Gürcan Kıpırdak'tan başkan yardımcısı olur mu?

Allah'ın İtfaiyecisi'nden yardımcı mı olur be kardeşim(!)  

NOT:  İnternet medyasının kolaylığı ve güzelliği... Yazının yayına girmesinden 5 dakika sonra Gürcan Kıpırdak aradı ve mesleğini çok sevdiğini,  bu yazdıklarımın sanki yeni dönemde görev bekliyormuş gibi algılanabileceğini, fakat böyle bir teklif olsa bile asla kabul etmeyeceğini söyledi.