Böyle başkanlar varken CHP'nin düşmana ihtiyacı yok!

HASAN ESER

Yıllar önce 'CHP, İzmir'i bir kaybetse  Türkiye'de iktidar olacak...' diye yazdığımda bana gülenler olmuştu.

Ne ki zaman beni haklı çıkardı.

CHP,  son yerel seçimde Ekrem İmamoğlu  ve Mansur Yavaş gibi  sağ tandanslı isimlerle güzel bir çıkış yakaladı.

İlk defa merkezi iktidar için umut oldu.

CHP'deki vahametin farkında olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Bir 89 travmasını yaşamak istemiyoruz" açıklaması aslında her şeyi özetlemeye yetiyor.

SHP/CHP, 1989 yerel seçimlerinde de kuvvetli bir rüzgar yakalamış ama belediyelerde baş gösteren skandallar nedeniyle, yerel seçimde yakaladığı rüzgarı genel siyasete/seçimlere sürükleyememişti.

Yerelde bir dönem esen rüzgar CHP'ye pahalıya mal oldu. İSKİ gibi skandallar CHP'nin yakasını tam 25 yıl bırakmadı.

O yılların belediye başkanları sadece CHP'ye zarar vermekle kalmadı, Türkiye'yi 17 yıldır kesintisiz yöneten AK Parti'nin de doğuşunu sağladı.

Refah Partili belediyelerin başarısı AK Parti'yi Türkiye'de nasıl iktidara getirdiyse, belediyelerdeki başarısızlıkta CHP'yi muhalefete mahkum etti.

İşte bu nedenledir ki, CHP lideri Kılıçdaroğlu, ‘halkçı belediyecilik’ olarak adlandırdığı 7 temel ilkeyi belediye başkanlarına dikte ettirmeye çalışıyor.

7 temel ilke; ‘ayrımsız hizmet, fakir mahallere pozitif ayrımcılık, şeffaflık, liyakat, adaletle yönetim’ başlıklarını içeriyor ve partili belediye başkanlarından bu ilkelere uygun bir yönetim anlayışı sergilemeleri isteniyor. 

Sayın Kılıçdaroğlu'nun sıraladığı ilkeler güzel ama  İzmir'de hangi belediye başkanı uygulayacak ki, o ilkeleri?

Belediye şirketine kendisini müdür atayan Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan mı?

Yoksa  oğlu Efe Uygur'u belediye şirketine müdür yardımcısı olarak atayan CHP'li Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur mu?

Daha benim de bildiklerim var ama ucu bana da dokunacağı için yazamıyorum!

Bu arada sosyal medyaya bakıyorum da paylaşımlar havada uçuşuyor.

Neymiş efendim hatadan dönülmüş, hatadan dönmek de erdemli siyasetçilerin işiymiş.

Merak ediyorum! Son günlerde İzmir'in CHP'li belediyelerinde vuku bulan gelişmeler acaba basına sızmamış olsaydı, konunun aktörleri aynı erdemi yine gösterecekler miydi? 

Kıymetli büyüğüm Tufan Atakişi'nin dediği gibi, CHP'ye zarar veren belediye başkanlarının özürleri kabahatlerinden büyük!

Misal oğlunu müdür yardımcısı olarak atayan İsmail Uygur  "Güvenebileceğim kimse yoktu" diyor.

Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusudur böyle.

Siz CHP olarak...

Damadı Berat Albayrak'ı Hazine ve Maliye Bakanı olarak atayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı sabah-öğle-akşam günde 3 öğün topa koyup eleştireceksiniz. 

Sonra da 'güvenilecek adam yok' gerekçesiyle akraba-i taallûkatınızı belediye makamlarıyla taltif edeceksiniz. 

Bunları neden anlatıyorum?

CHP, Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'la oluşan sinerjiyle birlikte iktidara adeta koşar adım gidiyor.

Fakat o da ne!

Her dönem olduğu gibi,  bu dönem de İzmir'in belediye başkanları CHP'nin paçasından tutup aşağıya çekmeye çalışıyor.

Bunun içindir ki, CHP'nin İzmirli belediye başkanları var iken başka düşmana ihtiyacı yok!

Bunun içindir ki, CHP'nin İzmir'i kaybetmesi halinde Türkiye'yi kazanacağını savundu bu fakir yıllarca.

Bazen düşünüyorum da, keşke İstanbul ve Ankara'da olduğu gibi, İzmir'e de CHP'ye  ivme kazandıracak sağ tandanslı bir büyükşehir belediye başkanı adayı atansaydı. Mesela İlhan Kesici gibi güçlü ve güvenilir bir isim nasıl yakışırdı benim güzel İzmir'ime.

CHP'ye adeta katalizör etkisi yapan Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş ikilisine,  İlhan Kesici de İzmir'den itici/destekleyici güç olarak katılabilirdi. CHP'nin iktidara gelme hayali bu sayede daha da çabuk olabilirdi.

Gelinen noktada...

İzmir, Aziz Kocaoğlu'nu  sokakta gündüz vakti mumla arar oldu.

Ne yalan söyleyeyim, yıllarca Aziz Kocaoğlu'nu eleştiren İzmirli bir vatandaş olarak bir gün kendisini özleyeceğim/arayacağım hiç aklıma gelmezdi.

Son alarak...

Rahmeti ninem, yaşamdaki bazı gelişmeleri  "Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış" sözüyle yorumlardı.

Haliyle çocuktum ve ne demek istediğini anlamıyordum; eee artık büyüdüm :) şimdi daha iyi anlıyorum.