Prof. Dr. Sevil Atasoy: "Pandemi bitse de gelecek çevrimiçi eğitim yönünde ilerleyecek!"

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üsküdar Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen Fi-jital Gelecek Zirvesi 2021'in konuğu Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Ensititüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy oldu.

Prof. Dr. Sevil Atasoy: “Şiddetle ihtiyaç duyduğumuz şey eğitim. Aniden yapılması mümkün olan şey ise uzaktan eğitim”

İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üsküdar Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen Fi-jital Gelecek Zirvesi 2021’in konuğu Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Ensititüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy oldu. YKS’ye hazırlanan gençlerle buluşan Prof. Dr. Atasoy, dijital dünyanın özellikle eğitimde sunduğu fırsat eşitliğine dikkat çekti. 

 Prof. Dr. Sevil Atasoy, dünyaca ünlü Stanford Üniversitesi’nden bir profesörün denediği çevrimiçi eğitim sayesinde bir salonda sadece 400 kişinin dinlediği dersin video kayıtlarının 14 milyon insana ulaştığını söyledi. Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Şiddetle ihtiyaç duyduğumuz şey eğitim. Aniden yapılması mümkün olan şey ise uzaktan eğitim.” diye konuştu.

Prof. Dr. Sevil Atasoy, pandemi bitecek olsa da geleceğin çevrimiçi eğitim yönünde ilerleyeceğini söyledi.

 İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üsküdar Üniversitesi iş birliği ile düzenlenen “Fi-jital Gelecek Zirvesi 2021” gençleri akademi dünyasının önde gelen isimleriyle buluşturuyor. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve İstanbul Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı’nın açılış panelinin ardından zirvenin konuğu bu kez, Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı, Bağımlılık ve Adli Bilimler Ensititüsü Müdürü Prof. Dr. Sevil Atasoy oldu.

Üsküdar Üniversitesi Eğitim Kurumları ve Rehberlik Hizmetleri Yöneticisi, Uzman Psikolojik Danışman ve Kariyer Danışmanı Ece Tözeniş’in moderatörlüğünde gerçekleştirilen program, pandemi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirildi. Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Şiddetle İhtiyaç Duyulan ve Aniden Mümkün Olan Şey” başlıklı bir sunumunda pandemiyle beraber hayatımızın bir parçası haline gelen uzaktan eğitimin sunduğu imkanlara değindi.

Kaliteli eğitime ulaşamamak dünyanın sorunu

Kendi eğitim hayatından başlayarak ülkemizdeki üniversite eğitiminin bir değerlendirmesini yapan Prof. Dr. Sevil Atasoy, şanslı bir öğrenci olduğunu belirterek son 30-40 yılda birçok şeyin değişmesiyle beraber genç nüfusun tamamının lise sonrası iyi bir üniversiteye girmesinin giderek zorlaştığını söyledi. 

“Yüksek kalitede eğitim isteyen ve bunu hak edenlere devlet üniversitelerinde kontenjan her zaman bulunamadı” diyen Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Bu durum sadece ülkemizin değil, en gelişmiş ülkelerin dahi sorunu. Eğitimin çok yaygın olduğu Amerika Birleşik Devletlerinde bile ya mesafenin uzaklığı ya da ekonomik zorluklardan üniversite eğitimi alabilenlerin sayısı kısıtlı. Tıp, diş hekimliği, eczacılık, kimya ve biyoloji gibi laboratuvar uygulamalarının fazla olduğu alanlarda altyapının gerektirdiği araç, gereç ve kimyasalların pahalılığı yüzünden yüksek öğrenim ücretleri hızla arttı. Yurt sayısı yetersiz, barınma ve beslenme giderleri sürekli yükseliyor.” dedi.

Eğitime ulaşabilseydiler insanlığa fayda sağlayacaklardı

“Bugün sizlere şiddetle ihtiyaç duyulan ve yapılması aniden mümkün olan bir şeyden bahsedeceğim” diyen Prof. Dr. Sevil Atasoy, yüksek tirajlı br Amerikan gazetesi olan The New York Times’ın çok tanınan bir köşe yazarı olan Thomas Friedman’ın 2012 yılından bu yana zaman zaman dünya üzerindeki milyonlarca insanın eğitime erişemediğini ve bu kişiler arasında belki de insanlığa çok faydalar sağlayacak bir cerrahın, bir matematikçinin bulunduğunu kaydettiğini söyledi. 

Şiddetle ihtiyaç duyduğumuz şey eğitim

Dünyanın en ünlü üniversitelerinden Stanford’un elektrik mühendisliği ve bilgisayar bilimlerinde profesör olan Andrew Ng.’nin hayata geçirdiği çevrimiçi eğitim sistemiyle milyonlarca öğrencinin derslere ulaştığını söyledi. Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Andrew Ng. üniversite çapında pek popüler olan ve her bölümden öğrencinin almasına izin verilen makine öğrenmesi ve yapay zeka uygulamaları ile ilgili üç dersini üniversitenin konferans salonlarından birinde anlattığında onu en fazla 400 kişi dinleyebiliyor. Andrew bundan birkaç yıl önce aynı dersleri ücretsiz ve çevrimiçi anlatmayı denedi. Gazeteci Friedman’a göre, büyük ilerlemeler yapılmasına ihtiyaç duyulan şey ile, yapılması mümkün olan şeyin buluştuğu anlarda gerçekleşir. Şiddetle ihtiyaç duyduğumuz şey eğitim. Aniden yapılması mümkün olan şey ise uzaktan eğitim.” dedi.

 250 yıl boyunca ders anlatması gerekecekti

Prof. Dr. Sevil Atasoy, sözlerine şöyle devam etti: “Video kayıtları 14 milyon insana ulaşan ve çok ünlü bir eğitim sitesinin de kurucularından biri olan Andrew’in derslikte anlattığı konular kısa zaman içerisinde 100 binlerle ifade edilen öğrenciye ulaştığında şöyle bir hesap yapıldı; Eğer bütün bu insanlara makine öğrenmeyi ve yapay zekayı derslikte anlatmaya kalksaydı 250 yıl boyunca ders anlatması gerekecekti. Yani çok süratle, bir biçimde binlerce insana aynı anda erişme imkanı buldu. Aniden mümkün olan bu şey, ünlü bir kişinin anlattığı derslere internet bağlantısı olan dünyanın her noktasından erişilebilmesiydi. Nitekim ilk 3 dersini 100 binden fazla kişi izledi. Andrew ve aynı kürsüden bir arkadaşı dünyanın en iyi üniversitelerindeki en iyi eğitmenlerden en iyi dersi, dünyadaki herkese ücretsiz olarak sunmaya başladı. Kısa zamanda sadece 4 farklı üniversiteden çeşitli dallarda 43 dersi 190 ülkeden 640 bin öğrenci hiçbir ücret ödemeden izledi. Andrew bir yıl içinde ders sayısını 15’e yükseltti ve 1.5 milyon kullanıcı çevrimiçi yapılan 6 milyon sınava girdi. Andrew ve diğer öğretmenlerin anlattıkları video kayıtları 14 milyon kez izlendi. Kısacası şiddetle ihtiyaç duyulan bir şey birden bire mümkün oldu.”

Çevrimiçi eğitim kişiselleştirilmiş müfredata imkan veriyor

Çevrimiçi eğitimin tek tip eğitim modelinden uzaklaştığına ve öğrencilerin çok daha kişiselleştirilmiş bir müfredat izlemesine imkan verdiğini kaydeden Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Eğitimciler olarak hepimiz biliyoruz ki öğrenciler sadece pasif bir şekilde video izleyerek öğrenemez. Bu girişimin en temel bileşenlerinden biri öğrencilerin konuyu iyi anlamaları için materyal ile alıştırma yapmalarını sağlamamızdır. Tek tip eğitim modelinden uzaklaşıp öğrencilere çok daha kişiselleştirilmiş müfredat sunmak zorundayız. Araştırmalar öğrencilerin yaptığı basit bir tekrarın bile notların yükselmesini sağladığını gösteriyor. Öğrencilerin tekrar yapabilmelerini sağlayabilmek önem kazanıyor.” dedi.

Gelecek uzaktan eğitim yönünde ilerleyecek

Covid pandemisinin elbette bu büyük mücadele ve aşılar sayesinde ortadan kaybolacağını kaydeden Prof. Dr. Sevil Atasoy, çevrimiçi eğitim yapabilme bilgisinin bundan sonra hayatın ayrılmaz bir parçası haline geleceğini belirterek “Gelecek hala çevrimiçi ve uzaktan eğitim olmak yönünde ilerleyecek.” dedi.

Sıkılmadan izlenen çevrimiçi dersler nasıl olmalı?

Çevrimiçi eğitimde de dikkat edilmesi gereken noktalara değinen Prof. Dr. Atasoy, “Gerçekten öğreten, sıkılmadan izlenen çevrimiçi dersler nasıl olmalı? Yeter ki bir ekranın karşısına geçip de 60 dakika durmaksızın konuştuğumuz bir video değil ama 8-12 dakikalık parçacıklara bölünmüş, arada sorular soran, o sorular anlaşılmadığı takdirde ilerlenmeyen ve de öğrenci birkaç defa hala yanlış işaretliyorsa birtakım açıklamaların da karşısında çıkabildiği biçimde kendimizi geliştirebilirsek zor ama hiç kuşkusuz insanlığa çok büyük faydamız olacak.” dedi. 

Okul sadece eğitim ve bilgi değil, bir hayat dersi aslında okul

 Çevrimiçi ve uzaktan eğitimin ancak üniversite düzeyinde başlaması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Öncesinde yüz yüze eğitim çok önemli. Geçen gün Milli Eğitim Bakanımızı dinledim, İstanbul Milli Eğitim Müdürümüzü de dinledim ayrıca. Çocuklar oyun oynarken de birbirinden bir şeyler öğreniyor, davranışları öğreniyor. Yani bir hayat dersi aslında okul. Sadece eğitim değil, bilgi değil. Dolayısıyla hayata hazırlanılan, çok önemli yaşlarda insanların hem iyi bir öğretmen yani iyi bir lider tanıması, ondan bazı şeyleri öğrenip hayatında onları tekrarlaması ve arkadaşlarının ilişkilerinden, hayatın iyi ve kötü yanlarını da birlikte öğrenmesi ancak öyle mümkün. Öbür türlü zaten iletişiminiz olmadığı zaman hele kardeşiniz filan da yoksa yani çekirdek aile iseniz, herhalde çok ciddi ruhsal sorunlarla yetişen, ciddi problemler oluşturacak olan, topluma problemler oluşturacak insanlar yetişecek. Dolayısıyla İlköğretim ve ortaöğretimin yüz yüze olmasında çok ısrarcı olmamız gerekiyor. O uzaktan, hiç olamaz bence.” diye konuştu.

Üniversiteden sonra İnsanların iyi üniversitelere girme şansının çok az olduğu coğrafyalar olduğunu kaydeden Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Bizim ülkemizde de var. Eminim ki birçok insan okuyabilse, çok yetenekli beyinler gelişmeye açık beyinler karşımıza çıkacak. Ve de dünyanın birçok alanına bu insanların katkısı olacak. İşte o nedenle çevrim içi eğitimin mutlaka olması gerektiğine ben inanıyorum.” dedi.

Türkiye’nin ilk Adli Bilimler Bölümü ilk mezunlarını veriyor

Üsküdar Üniversitesi olarak Türkiye’de ilk defa Adli Bilimler Bölümü açtıklarını ve bu yıl ilk mezunlarını vermeye hazırlandıklarını kaydeden Prof. Dr. Sevil Atasoy, şunları söyledi:

“Usta çırak usulü bilirkişilik olmaz, bunun bir okulu olmalı diyerek İstanbul Üniversitesi'nde ilk defa 1982’de Adli Bilimlerde yüksek lisans ve doktora yaptırmaya başladım. Hep hayalimiz lisans açabilmekti ama yüksek lisans doktora yaptırmak lisans okutmaktan çok daha zor. Çünkü yüksek lisans doktoraya gelenlerin zaten bir meslekleri var. O mesuliyeti üzerlerinde hissetmiyorlar. Gelen ya eczacı, kimyacı, polis veya asker oluyordu. Ama lisans açıldığında bir meslek verilmiş oluyor, bunu bütün sorumluğu omuzlarınızda taşıyorsunuz. İlk defa Türkiye'de ve hala tek olmak üzere Üsküdar Üniversitesinde Adli Bilimler Bölümü açmak nasip oldu. Tabii bu sadece benim çabamla değil yani elbette Prof. Dr. Nevzat Tarhan'ın yani kurucu rektörümüzün çok büyük öngörüsü ile oldu. Adli Tıp Kurumunda da o da çalışmış olduğu için alana meraklı var. Dolayısıyla hakikaten akla hayale gelmeyecek bir altyapı var. Bugün Türkiye'nin en iyi kriminal laboratuvarına sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Polisten, jandarmadan bile daha iyi araç gereci olan bir laboratuvarımız var. Lisans öğrencisi bu laboratuvarlarda deney yapabiliyor. Yani bu laboratuvar göstermelik değil, sadece mahkemelere bilirkişilik yapmak, hizmet etmek için değil birinci derecede öğrencinin bunları elle tutup deney yapması, onları çalıştırması, o mikroskoplara bakması için kuruldu.”

Mezunlar 9525 koduyla seçim yapabilecek

Bu yıl mezun verdiklerini kaydeden Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Öğrencilerimiz 4’ncü sınıftalar. Bu alan yani ister iddia makamı yani savcılık için, ister savunma makamı ki bu alana da bilirkişilik hizmeti vermek çok önemli, bu alanda büyük eksik var. Her halükarda KPSS’ye girmek isteyen çok insan oluyor. İnsanlar memur olmak istiyorlar, onun getirdiği güvenceyi yaşamak istiyorlar. Bu yılki mezunlar Adli Bilimler bölümünü artık 9525 koduyla seçim yapılabilecek. Ancak yaptığımız ankette öğrencilerimizin hemen hepsi lisans üstü eğitim istiyor. Çünkü biz 4 yılda genel kriminalistik uzmanı yetiştirdik. Herşeyden anlayan, herşeyi yapabilen, bir kriminal laboratuvarın başına geçtiği zaman onu yönetebilecek gençler yetiştirdik.” dedi.

Gülümseyin ve zafer işareti yapın

Mezun olduktan sonra iş görüşmesine gidecek gençlere de tavsiyelerde bulunan Prof. Dr. Sevil Atasoy, “Gülümseyin. Kendinize sabah aynada bakın ve gülümseyin. Herhangi bir görüşmeye girdiğiniz zaman daha önce tuvalete gidin ve kollarınızı yukarıya kaldırın. Bu aslında bir zafer işareti. Bütün sporcular bilirsiniz, uzun atlayan ya da hızlı koşan kazananlar, maraton bitirenler bütün o yorgunluklarına rağmen kollarını yukarıya kaldırırlar. Bu hakikaten beyinde bazı kimyasalların pozitif yanıt vermesini sağlıyor. Burada birçok araştırma var. Gülümseyin sinirlendiğiniz zaman da tuvalete gidip kollarınızı kaldırın, kendinize gelirsiniz. Hayat çok güzeldir, her yaş çok güzeldir.”dedi.

11 Haziran’a kadar devam edecek

Özellikle üniversite sınavına girecek adayların yoğun ilgi gösterdiği Fi-jital Gelecek Zirvesi 2021, gazeteci Şaban Özdemir moderatörlüğünde İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü Levent Yazıcı ve Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın katıldığı panelle başladı. 

11 Haziran 2021 Cuma gününe kadar devam edecek zirvede Psikolog Prof. Dr. Acar Baltaş, “Yapay Zekânın Sunacağı İmkânlar ve Sınırlar”; Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, “Hibrit Dönemde Fi-jital Eğitim”;  Üsküdar Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Canan “Dijital Gelecekte İnsan Kalmak” başlıklı konuşmalarıyla katılacak. Zoom üzerinden gerçekleştirilecek zirve, Üsküdar Üniversitesi Resmi Youtube kanalından da takip edilebilecek.

i̇stanbul i̇l milli eğitim müdürlüğü üsküdar üniversitesi prof. dr. sevil atasoy bağımlılık ve adli bilimler ensititüsü the new york times