Arka arkaya basın davetleri geliyor.
Çağrıyı yapanlar, neredeyse yoldan geçenleri bile ‘gazeteci’ diye toplayacaklar.
Çünkü geçimleri bu işten...
Bu nedenle onları haklı buluyorum, ama toplantıyı yapanları asla...
Çünkü araştırma yapmıyorlar, çünkü gelenlerin çoğu yemeye içmeye geliyor.
Zaten ikram yoksa bunlar da yok!
Bir de kıskançlık ve fesatlık aldı başını gidiyor.
Gerçek emekçilerin bazısı davet edilmiyor.
Çünkü onun yeme içme ile yani göbek bağı yok...
Bunlar sadece görevlerini yapanlar...
Alan memnun, satan memnun olduğu için konuyu geçelim...
28 Eylül 2018 saat 14.00'te İzmir Ticaret Odası'nda İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Levent Ulukut, yeni sezon oyunları ile ilgili basın toplantısı düzenleyecek.
Genel daveti tesadüfen gördüm...
Zaten ismen olmadıktan sonra gitmiyorum...
Ama gitseydim ilk sorum şöyle olurdu:
‘Farkında mısınız salonlarda yer yok ama istatistiklere bakarsanız özellikle İzmir’de son iki yıldır biletli seyirci sayısında önemli düşüş var. Oyunların seçiminden mi, yönetmen ya da oyunculardan mı bu düşüş oluyor, ya da nedeni nedir?’
Ben söyleyeyim:
Bunun nedeni bedavacılar...
Telefon açan, ‘Bana davetiye’ diyor...
Ya gazetede çalışıyordur, ya belediyede veya vilayette...
Daha doğusu resmi bir kurumda...
İlk şart davetiyeyi kaldırmak...
Böylece gerçek tiyatro severler, bale ya da opera sevenler kesinlikle ve de paralarıyla yer bulma imkânını yaratamıyorlar.
*- Kasırga geliyor!
Sizde duymuşsunuzdur...
Bazen, arkadaşlar arasında şöyle bir şakalaşma olur...
İki üç kişi sohbet ederken, bir başkası geldiğinde içlerinden biri ‘Bela ya da kötülük gelmez değil, geldi!’ derler....
Ağır bir suçlama gibidir ama bu tabir hoş karşılanır, gerçek dostlar arasında.
Ben hiç böyle şaka da yapmam benzetme de ama çok rastladığım için anımsadım.
Bunu hatırlatan da birkaç gündür gündemde olan ‘kasırga!’
İki günlük şiddetle rüzgar ve hava sıcaklığının düşmesinden söz etmiyorum.
İş ciddi!
Hatta CHP’ den, ‘beklenen kasırga’ için acil eylem çağrısı bile yapıldı.
Akdeniz’in orta kesimlerinde etkili olan ‘Mediterranean’ ve ‘hurricanes’ kelimelerin birleşiminden oluşan ‘Tropical Medicane’ adı verilen kasırga Türkiye’de ilk kez görülecek.
Buna göre; eğer İyon Denizi üzerindeki kasırga yönünü değiştirmezse 30 Eylül Pazar günü Ege kıyılarına ulaşması ve Muğla, Aydın, İzmir, Çanakkale, Balıkesir kıyıları hattında büyük tehlike oluşturması bekleniyor.
Kasırga’nın Ege Bölgesi’nin geçtikten sonra ise Marmara Denizi üzerinden İstanbul’u etkileme ihtimali bulunuyor.
Hızının 150 kilometreyi aşması beklenen rüzgârın, kıyılarda yağışlarla beraber metrelerce yükseklikte dalgalara sebep olması ve İzmir’de bofor rüzgar ıskalasında son ölçek olan 12 bofor kuvvetine ulaşması bekleniyor.
Konuyu meclis gündemine taşıyan TBMM Çevre Komisyonu Üyesi CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı tehlikeye yönelik alınan önlemler ile yapılan hazırlıkların açıklanmasını ve kamuoyunun konuyla ilgili bilgilendirilmesini istedi.
Bakalım bugün yarın bir açıklama yapılacak mı?
Ya da ne yapmamız gerekiyor?
Televizyonlarda diğer ülkelerde fırtınadan sürüklenenleri, ağaçların köklerinden sökülerek araçların üzerlerine düşmelerini ve birçok olumsuzlukları görüyoruz, ama biz hiç yaşamadığımız için hazırlıklı değiliz,
Nasıl İzmirli olarak kara kışta kârda buzda yürüyemiyor kıçımızın üzerine düşüyorsak, inşallah bu tehlikeyi İzmir’e ve Ege’ye gelmeden atlatırız.
*- Karşıyakalı Basketçiler için
Meraklısı için güzel bir bilgiyi paylaşmak istiyorum.
Mövenpick Hotel Izmir, 2018-2019 sezonunda da Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı’nın konaklama sponsoru olacak.
Spora her zaman destek veren ve projeleriyle desteğini her daim gösteren Mövenpick Hotel Izmir, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’nin güçlü takımlarından Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı’nın konaklama sponsoru oluyor.
Anlaşma kapsamında Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı’nın şampiyonlar ligi rakip takım konaklamaları Mövenpick Hotel Izmir’de gerçekleşecek.
Cuma günü saat 11:00’de Mövenpick Hotel Izmir’de gerçekleştirilecek imza törenine Mövenpick Hotel Izmir Genel Müdürü Erhan Çetin, Karşıyaka Spor Kulübü Başkanı Turgay Büyükkarcı ve Pınar Karşıyaka Basketbol Takımı Genel Menajeri Selim Çınar katılacak.
*- Kocaoğlu yarışı bırakmaz
Sağlık kadar sanata da önem veriyoruz.
Bu nedenle, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, ‘Türkiye'nin opera sanatına özel’ ilk yapısının temelin atma törenine katıldım.
Ama sonuna kadar beklemedim...
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu konuşmasına başlarken, ‘Yollarda sürünmeyeyim!’ diye tören alanını terk ettim.
Nasılsa haberini ve konuşmasını, evime gitmeden elime geçeceğini biliyordum.
Bunlar önceden hazırlanır ve hemen gazetelere ve belli yerlere servis edilir.
Servis denince aklıma geldi...
Konak Belediyesi İzmir’in ünlü bir firması ile anlaşma yapmış, törenlerinde süt kuşu eksik olmuyormuş.
Eğer doğru ise herkese öneririm.
Nasıl izmir’deki hayırseverler sokaklarda, köşe başlarında, cami önlerinde lokma dağıtıyorlarsa, böylece siz pastanızı da ne bileyim adını bile duymadıağınız ya da benim gibi söyleyemeyeceğiniz tatların keyfini çıkarabilirsiniz,
Önceki yıllarda ‘Bedava ikramlardan yararlanmak ve karnınızı doyurmak isterseniz, belediyelerin meclis toplantılarını takip edin!’ diye önerilerde bulunudum, bazılarına...
Ama bir de yüzsüz arsız takımı var İzmir’de...
Onlar her kokteylde yemekte vardır...
Öyle ki, davet sahipleri ya da belediye başkanları bile bunları kendisinin hayranı sanır, ellerini hasretle sıkar, hatırlarını öncelikle sorar....
Opera Binası töreninde, özel ismi olan masalar da vardı, çay – neskafe ikramı da...
Öncelik tabii ki her zaman olduğu gibi şoför kardeşlerimize...
‘Şoför’ sözcüğü anımsattı...
Hani herkes ‘tasarruf’ falan diyor ya, bunlar lafta kalıyor...
Ne kadar Resmi plakalı araç varsa Karşıyaka Girne’de idi...
Yani temel atma töreninde...
Saat 18.00’den sonra olduğu için mesailer de çalışıyor....
Her şey tıkırında yani!
Boş yok!
Boş bizim gibi gerçek ilgililerde...
Aziz Kocaoğlu konuşmasına başlayınca ayağa kalkıp ayrıldım, dedim ya, görevlilere en yakın otobüs durağını sordum...
‘Köşeyi dön orada!’ dediler...
Yürü yürü Beşikçioğlu Camisinin oraya kadar...
Neyse dışı güzel ama takır tukur giden bir otobüs ile Bostanlı iskelesine ulaştım. Oradan vapurla Pasaport iskelesine...
Yürüyerek Çankaya metrosu ve ver elini Bornova....
İki saate yakın zamanımı aldı...
Başkan Aziz Kocaoğlu’nun gözüne girmek için yarışanların arasında müdürleri de görünce, hak verdim...
Altlarında son model araçlar ve şoförleri...
En fazla 20-25 dakikada evlerinin kapısındalar...
Hem de sıkıntısız bir şekilde...
Bu arada söylemeden edemeyeceğim:
Bando İzmir marşını çalmaya başlayınca Başkanın geldiğini anladık.
Ve kendisine yine eski günlerdeki gibi olmasa bile ayakta alkışlayanları da gördüm...
Yani siz ‘şu belediye başkanı, bu belediye başkanı Aziz Kocaoğlu’nun yerine aday gösterilecek!’ laflarına inanmayın...
Parti örgütü, özellikle kadınlar yine Aziz Kocaoğlu taraftarı....
Yani Reis için nasıl ‘Öl dese ölecekler!’ var (tabii ki hikayelerde), aynı şekilde İzmirli kadınlar için de ‘Aziz Kocaoğlu’ için aynı şeyleri söyleyebilirim.
Bir izlenimim de şu oldu...
Kendilerini CHP’li ya da müdür geçinenlerin hayranı gibi gösterip yağ çekenlerin, ‘fırsat bu!’ gibi düşünce ile yakınlarını ama iyi niyetle, ama belli bir menfaat karşılığı işe yerleştirme uğraşı içinde olduklarını da izledim.
Hakkını yemeyeyim, 500 kişilik kadrosu olan İzmir Devlet Opera ve Belesi’nin 150 sanatçısı birkaç eseri seslendirdi.
Bazıları benim gibi hayran hayran baktı...
Bazıları da siyaset yapmayı aralarında konuşmayı sürdürdü.
Aytül Büyüksaraç’ı kutlamak lazım...
Bu arada tekrarlayayım:
İzmir’de tüm sanat faaliyetleri ücretli olmalı...
Davetiye kesinlikle kaldırılmalı..
Protokol diye verilen, dağıtılan yerlere sadece isimleri oturmalı, yanında çalışanlar değil...
Bu nedenle ‘protokol’ kaldırılmalı...
Sadece Vali veya Belediye başkanı isterse eşli davetiye verilmeli...
Eşiyle gitmeyen zaten gitmese daha iyi olur...
Bu arada, törende konuşan Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar ise konuşmasında birilerine isim vermeden çattı...
‘Belediye başkanları çok kolay eleştirilir.
Hizmet ederken hep eleştirildik.
Toplumu suçlamadan önce o eleştirileri yapanları topluma havale ediyorum.
Bir gün eleştirenler bizi anlayacaktır.’ dedi.
***-
GÜNCEL
*- İsviçre devi Zehnder, Manisa’da
20 milyon euro’ya mal olan fabrikada üretilen tüm ürünler ‘yerli üretim’ logosunu taşıyacak.
Zehnder Türkiye Ülke Müdürü Orçun Özelmas: ‘Bu yatırım, Zehnder’in Türkiye’ye olan güveninin simgesi. çocuklarımıza göstereceğimiz gurur abidelerinden birini inşa ettik’ dedi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Arda Ermut, şöyle dedi:
‘Zehnder, %94 yerli girdi oranıyla bizim için yerli bir yatırımdır!’
Zehnder Yönetim Kurulu Başkanı Hans Peter Zehnder ise şöyle konuştu:
‘Fabrikamız liderlik hedefimize ulaşmak için inşa edildi!’
Merkezi İsviçre’de bulunan ve 123 yıldır üretimini sürdüren Zehnder Grubu’nun Manisa Organize Sanayi Bölgesi’nde inşa edilen yeni fabrikası, düzenlenen görkemli bir törenle faaliyetlerine başladı.
Radyatör, havlupan, radyant ısıtma soğutma sistemleri, verimlilik artırıcı fabrika hava temizleme sistemleri ve yeni binalarda ihtiyacı sürekli artan iklimlendirme ürünleri üretimi yapan Zehnder’in yatırımı 20 Milyon Euro’ya mal oldu.
*- Buca'da Balkan rüzgârı esecek
Buca Belediyesi 7. Balkan Festivali başlıyor. 28-29 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek festival, 28 Eylül Cuma günü Forbes Caddesi girişi önünde oluşturulacak kortejle start alacak.
İzmir’de faaliyet gösteren birçok STK’nın katılımıyla düzenlenecek festival de Balkan kültürü yemeğinden müziğine iki gün boyunca Şirinyer Pazaryeri’nde sergilenecek.
*- IC Çeşme Marina’ya ‘Yeşil Dünya 2018’ Ödülü
IC Holding ve Camper&Nicholsons Marinas ortaklığında kurulan, Ege’nin en önemli yat limanlarından biri olan IC Çeşme Marina, ‘Yeşil Dünya’ ödülüne layık görülerek aldığı ödüllere bir uluslararası ödül daha ekledi.
2017 yılında Çeşme Marina tarafından dikilen, büyütülen ve bakımı yapılan zeytin ağaçlarından doğal zeytinyağı elde etme projesi ile ‘Green Apple’ En İyi Çevre Uygulamaları Ödüllerinde Avrupa, Orta Doğu ve Afrika kıtalarında Gümüş Elma ödülünün sahibi olan IC Çeşme Marina, aynı proje ile 2018 yılında ‘Yeşil Dünya’ Ödülüne aday gösterildi.
IC Çeşme Marina ekibi, zeytin ağacı ve zeytinyağı projesini hayata geçirirken, hem marina ve çevresindeki çevre koşullarını korumayı hem de gelecek nesillere çevrenin ve ağaçlandırmanın önemini iletmeyi hedefliyor.
*- YAŞAR EYİCE
YORUMLAR