YAŞAR EYİCE

YAŞAR EYİCE

[email protected]

Gençlere şans tanımalı...

28 Eylül 2018 - 22:03

Daha önce yazmıştım...

Ama hızımı alamadım...

Bir büyüğümüz, gerçek emekçi birine büyük haksızlık yapıldığını düşünüyorum.

Belli, ya da sayılı kişilerin bildiği, tanıdığı çoğunluğun bilmediği tanımadığı kişilere yapılanları gördükçe, ne diyeceğimi bilemiyorum.

Bu iş bu kadar basit olmamalı...

Birileri yere göğe sığdırılamıyor, ama asıl emekçiler es geçiliyor.

Bu nasıl oluyor?

Kabahat kimde?

Ben kendimde bulmuyorum, herkesi ama herkesi suçluyorum...

Hadi bu neyse, yaşamında hiçbir başarısı olmayanlar için verilen sokak adlarına, parklara, caddelere ve hatta ‘adına yarışmalar yapılanlara’ ve buna çanak tutanlara ne demeli?

Gelin bana sorun, bırakın onu yedi ceddini anlatayım...

Bu arada tekrar belirtmek istiyorum...

Hemen her gün çoğunu tanımadığın 3-9 kişi,  facebook’tan ‘arkadaşlık’ teklif ediyor.

Çok nadir bunları geri çeviriyorum.

Bazıları ısrarla Messenger’dan telefonla arıyor....

Kabul etmiyorum...

Açmıyorum...

Bakıyorum bu isimlere, bir yazımı ya da notumu okumamışlar,

Yani ‘beğenme’ işareti koymamışlar...

Bu ne samimiyet?

Aramayın kardeşim, iyi niyetimi suistimal etmeyin, size ayıracak saniyem yok!

Gırgır geçecek, geyik muhabeti yapacak halim ise hiç yok!

 *- Sadece ‘emekçi’ idi!

Siyasilerin toplantılarını uzun süredir takip etmiyorum.

Belediyelerin ve kurumların yemekli, eğlenceli etkinliklerini de...

Sadece Salı günü bir eski gazetecinin cenaze törenine katıldım.

Sanıyorum, çok kişi gibi sizler de adını duymamışsınızdır.

Çünkü çok yıllar önce emekli oldu...

Yusuf Pakman’dan söz ediyorum.

Birçok gazetemizde önemli çalışmalar yaptı.

Yani gerçek emekçi...

Günümüzde bazıları gibi değil...

Sponsor falan arayıp, 1950’li yıllardan bu yana bir belgesel niteliğindeki fotoğrafları sergileyebilirdi.

O sadece ve sadece Bayraklı sırtlarında bir gecekondu yapabildi...

Yine isteseydi, birçok gazeteci geçinen gibi mal mülk ve değerli arsalara, haber karşılığı ücretsiz sahip olabilirdi.

Yapmadı, denemedi...

Efendi bir kişiliği vardı...

Mesleğine aşıktı...

Son zamanlarda geçmişi de unutuyordu ve sadece ‘Gazetecilikten’ söz ediyordu..

Hakim olan torunu anlattı;

‘Annem bak torunun hakim oldu diyerek kimlik kartımı gösterince, eliyle itiyor, yanından ayırmadığı basın kartını öne sürüyordu...’

Üç beş yıllık, hatta stajyerlerin iyi veya kötü günlerinde belediye başkanlarından tutun da milletvekillerine kadar onlarca kişiyi görüyoruz.

Çünkü beklentileri var...

60 küsur yılını vizörün arkasında geçirmiş, gözleriyle neler neler görmüş bir foto muhabiri eskisinin cenazesinde ne işleri olabilir?

Camide birkaç tanıdık isim vardı;

Biri; Murat Eştürk, diğeri Bilgin Önder, Aylin Süphandağlı ve ben Yaşar Eyice...

Belki benim tanımadığım bir iki kişi daha vardır...

Öğretmen oğlu Bursa’dan gelmişti...

Sanıyorum; torunlarından biri Sağlık Müdürlüğünde görevli ve bir başkası da hemşire...

Hatta onunla DEÜ Ortopedi servisinde, değerli hekimimiz Doç. Dr. Mehmet Erduran’a selam da gönderdim...

Ama haklarını yemeyeyim:

İzmir Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Spor Yazarları Derneği de birer çelenk göndermişler.

Bir çelenk de, dün sözünü ettiğim, İzmir için ‘Karbon Salınımı Projesi’ hazırlayan Gazeteci Ertuğrul Kale’den gelmiş...

Milyarlar ödenecek projeden İzmirli Ertuğrul Kale ‘Şehrime hizmet’ diyerek bir kuruş bile istemiyor, tabii ki İzmir Büyükşehir Belediyesi de projeyi istemiyor...

Ama sözde ödülü alıyor...

*- Gelecek vaat eden bir genç!

Yazımın başında belirtmiştim...

Siyasilerle işimin olmadığını...

Ama kıramayacağım, sözlerine inandıklarım da var...

Bunlardan biri telefonla arayarak,  CHP Karşıyaka Belediye Başkan A. Adayı Sercan Algün’ü met etti...

Merak ettim aday adaylığını şimdiden açıklayan Sercan Algün’ün sözlerini...

Şöyle diyor:

‘Karşıyaka İzmir’in incisi kelamıyla söze başlamak isterim.…

Bundan sebeptir ki, zor yetişen, zamanla oluşan bu değerli mücevherin ışıldayan beyazıyla Karşıyaka özdeşleşiyor tertemiz görünüşüyle…

İşte sırf bu yüzden temiz ve nadide inci değerindeki Karşıyaka’mıza inci benzetmesine yakışan yatırımlar yapmalıyız.

Nitekim İzmir için Victor Hugo da inci benzetmesini yapmıştır.

Kısaca kendimden bahsetmeden olmaz!

Sizin evlatlarınız gibi bir gencim.

Ben, Sercan Algün olarak,  ‘Karşıyaka’yı Karşıyakalıya emanet et’ söylemiyle yola çıktım..

Genç bir Belediye Başkan Aday Adayı olarak da diyorum ki: Öyle tanınmış bir genç adam değilim ben.

Tanınmak güzel şey belki ama bazen hiç tanımadığınız insanlardan da dostluk eli uzanıverir umulmadık zamanda, umulmadık kişilerden, umulmadık biçimde.

Sizlerden olan bir genç; 

Güvenilir mi?

Samimi mi?

Hemen anlarsınız siz.. 

Üniversite’de Turizm ve Otel İşletmeciliği okudum ve 198 sayfalık ‘Turizm’de Kalkınma ve Planlama’ konulu tez ile mezun oldum.

İnsana yatırım yapmayı üniversite yıllarında öğrendim. Karşıyaka’mızı turizm cenneti yapmayı da aklıma koydum.

Şimdilerde herkes aday adayı, hatta gözü daha yukarıda olanlar da var.

Bunların yaptıkları da yapacakları da belli...

Ben Yusuf Pakman’dan sonra bir tanımadığım bir gençten söz ettiğim için mutluyum...

Bugün olmasa bile yarın böyle idealist gençlerin mutlaka hedeflerine ulaşacaklarından da eminim...

Karşıyaka’yı bilmem ama bazı yerlerde, belediyelerde, kurumlarda yeni çalışkan ve insancıl gençlere ihtiyacımız olduğu da bir gerçek...

***-

GÜNCEL

*- İki etkinlik birden

Karşıyaka Çarşı Kültür Merkezinde, 29 Eylül 2018 Cumartesi saat 14.00'te yapılacak etkinlikle ‘Dil Bayramı ‘çoşkulu bir şekilde kutlanacak. Bu etkinliğin devamında Türkçenin Romantik Kadın şairlerinden Türkan İldeniz'e saygı etkinliği gerçekleştirilecek.

YAŞAR EYİCE 

YORUMLAR

  • 0 Yorum