SEBAHATTİN KARACA

SEBAHATTİN KARACA

Turizmci / Yerel Tarih Araştırmacısı

At Sırtında, İstanbul-Belgrad Üç Günde...

09 Ekim 2016 - 01:20

OSMANLI POSTA İDARESİ

1754’ten 1774 yılına kadar Osmanlıları idare eden III. Sultan Mustafa, ilk defa “daireler arası resmi yazışmaları” taşımak için atlı posta ulağlarından oluşan,  resmi posta taşıma sistemi kurmuştur. Büyük şehirlerde, atların değişimi için posta merkezleri düzenlemiş, bu merkezlerde yorulan at ve posta Tatarları dingin olanlarla değiştirilmiş, bu sayede postanın hızla adrese ulaşımını sağlamıştır. Öyle ki,  Belgrad’dan verilmiş bir mektup -hava durumuna göre- İstanbul’a 3-4 günde ulaşmıştır. İmparatorluğun temsilcisi olan atlı posta ulağları, posta işine önem verildiği ve geniş yetkilerle donatıldıkları için, bir posta süvarisine gerektiğinde, kaymakamın ve valinin bile atını alabilme yetkisi verilmiştir.

1826 yılına gelindiğinde ise düzensiz olan, çıkış ve varış günleri sisteme bağlanmış, resmi makamlarca postanın ne zaman gideceğinin önceden bilinmesi sağlanmıştır. Bunun dışında ücreti mukabilinde posta süvarileri özel mektup ve kurye taşıması da yapmışlarsa da, 1840 yılına kadar sivil posta taşıma işi çok gelişmemiştir.

AĞIRLIK, PUL, KAYIT VE HESAPLAMALAR

Avrupa’da, İngiltere ve Fransa’da olduğu gibi, 1840 yılında Osmanlılar da resmi ve sivil postaları taşımak için “Osmanlı Posta İdaresini” kurmuşlardır. 6 Mayıs 1840 yılında, İngiltere dünyada ilk defa üzerinde kral ve kraliçenin resimlerinin olduğu iki çeşit posta pulu basmış ve zarfların üzerine pul yapıştırarak damga ve tarih vurmuşlardır. Üzerinde devlet adamı-kral-kraliçe-yazar-düşünür gibi insanların olduğu pul kullanımı Avrupa ülkelerinde hızla yayılmıştır. Buna mukabil Osmanlı posta idaresinde, dini gerekçelerle pul basılmamıştır (Dini inanca göre pul üstünde resim uygun görülmemiştir). Posta pulu yerine ya tuğra ya da Arapça yazıdan oluşmuş, kaşe kullanılmıştır.

Posta veya mektup ücreti;  ağırlık ve varış mesafesine göre,  saat / at koşusu hesapları ile yapılmıştır. Ağırlık ve posta ücreti zarfın üzerine yazılmıştır.  (1843 yılında Manastır şehrinde çıkan mektup, Deraliye (İstanbul)’den Aleppo’ya giden 1848 tarihli mektup. 1849’ da Üsküp’ den çıkan mektuplar da olduğu gibi.)

POSTA TATARLARI   

1841 yılında Posta Tatarlarından oluşmuş “atlı posta” sistemi devreye sokulmuştur. Burada “Kemahlı Posta Tatarları” Osmanlının gözde postacıları olmuşlardır. Posta idaresinin başındaki yönetici, Osmanlılarda çok önemsendiğinden protokollerde kendisine, padişahın yakınında yer verilmiştir.

Posta merkezlerinde, mektupların tamamı liste yapılarak kayıt altına alınırdı. Atın üstündeki semerinin bir gözünde mektup ve listeler, diğer gözünde ise küçük boyutta taşınabilir paketler olurdu. Bu paketler ip ile bağlanır, üzerine mum eritilerek mühürlenirdi. Merkezde düzenlenen listesinde, her mektup için bir sıra numarası, isim-soy isim ve varacağı yer yazılırdı. Titizlikle hazırlanan postalar, varış noktasında yine aynı titizlikle kontrol edilir, kayıt altına alınırdı. ( Ruscuk’tan Şumlu’ya Tatar Mektupları).

Kuruluşundan bu ana kadar olan süreyi pulsuz mektuplaşma veyahut damgalı veya mühürlü geçen süre olarak tanımlayabiliriz. İlk defa 12 Ocak 1862 tarihinde Osmanlı Posta İdaresi, gravürlü dört çeşit posta pulu bastırmıştır. Bunlar 1 para, 2 para, 5 para, 20 paralık posta pullarıdır. Pullar, ilk olarak Sultan I. Abdülmecit’in tuğrası basılarak kullanılmıştır.  Padişahın tuğrası bulunan pullarda uzaklığa göre çizgi, nokta ve mühür kullanılmıştır.

Bundan sonra basılan pullar küçük formatlı olup, üzerinde yarım ay ve o dönemin sultanın tuğrası kullanılmıştır. Pulların üzerine basılan mühürler kare veya yuvarlak olmuştur. Arapça yazı içermiş ve şehirden şehre mührün formatı değişik olmuştur. 1867 yılından itibaren Arapça ve Latince olmak üzere iki dilden mühürler kullanılmıştır.  

1913 yılında pulların üzerinde ilk kez resim kullanılmıştır. Resimli ilk pul, üzerinde İstanbul merkez postane binası olan puldur. Arkasından Rumeli Hisar’ı olmak üzere farklı yapı resimleri ile pullar basılmıştır. Bu yıldan sonra pulların üzerinde Şahıs dahil olmak üzere resimler kullanılmıştır.

ANKARA – İSTANBUL ARASI POSTA KRİZİ
 
“1920 ve 1921’de çok özel bir durum söz konusudur. İstanbul ve Ankara’ yönetimleri birbirini tanımadıkları için,  aralarındaki yazışmalar, pulsuz yapılmıştır. Bu arada, Ankara yönetiminin elinde posta pulu olmadığından Anadolu’da resmi dairelerdeki “Osmanlı resmi damga pulları” üzerine mühür vurularak ve yıl ibareleri yazılarak posta pulu haline dönüştürülmüştür. Hatta makina ve mühür olmayan bazı yerlerde harç pulları üzerine elle “Angora” ya da “Posta” altına da yıl yazılarak, harç pulları “mektup pullarına” dönüştürülmüştür. Bu pullar Ankara yönetiminin bütün Anadolu’daki posta merkezlerine yeni posta pulu bastırıp göndermesine kadar devam etmiştir.

Bilgi, belge, mektup ve posta mühürlerinin ortaya koyduğu duruma göre Foça’da ilk mühür  (Foça-i Atik) 1869 yılında kullanılmıştır. Yeni Foça posta idaresinde ise ilk mühür 1890 yılına aittir (Örnek:10 Foça’nın ilk posta mühürleri ve damgaları).

Sebahattin Karaca / 09.10.2016 

YORUMLAR

  • 0 Yorum