PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ

PROF. DR. İBRAHİM ORTAŞ

[email protected]

Çiftçiler Gününde Çiftçinin Emeğine ve Alın Terine Saygı Duyalım

14 Mayıs 2020 - 16:02

14 Mayıs Çiftçiler Gününün Önemi Nedir?

14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonunun 1984 yılında almış olduğu bir karar sonrası kutlanmaktadır.

Ülkemizin gerçek üreticileri olan çiftçilerimizin bu önemli gününün anlamı sanki kamuoyu tarafından pek de bilinmiyor.

Her şeyden önce hepimizin gıdasının tedarikinin tarlada ve hayvan çiftliklerinden fedakâr ve cefakâr insanların ellerinden sağlandığını bilelim.

Bu bilinçle tarım, hayvancılık ve çiftçilikle uğraşan eli öpülesi vatandaşlarımızın emeğinin önemini yâd edelim.

Korona virüs salgını gıdanın ve beslenmenin önemini yeniden hatırlatınca sorgulanan ilk konu bu yıl gıda üretimi ne olacak?

Sokağa çıkma yasağı var. İnsanlar tarlada çalışacak mı?

Evet, çiftçiler yılda bir defa üretim yaptıkları için işlerinin başındalar.

Başka güvenceleri maalesef yok.

Doğaya bağlıdırlar. Onun için zamanında ekimini, dikimini, sulamasını, bakımını ve hasadını yapmak zorundalar.

Çiftçi eğer bunları yapmazsa geçimini sağlayamaz.

Onun için çiftçi zamanında tarlasının başında ve gıda güvencesi için çalışmaya koyuldu.

Bütün zorluklara rağmen yüzünü gözünü poşusu ve tülbendi ile kapatarak tarladadır.

Geçenlerde basına yansıyan bir görüntüde bir kapalı minibüs kasasında üst üste binmiş kalabalık bir işçi gurubuna “neden önlem almadan bu kadar kalabalık araca biniyorsunuz?" Sorusuna, “koronadan önce işe gitmesek açlık öldürecek bizi” diyordu biri.

Evet, çiftçiler çalışmak ve geleceklerini güvenceye almak zorundadırlar. Kendi geleceklerini güvenceye alırken bizlerinde gıdasız kalmamasını da sağlıyorlar.

Yoksa bakkala gittim, “seçmece elle domates isterim” işin kolayı.

Bir de domatesin yetiştirildiği toprağın işlenmesi, gübrelenmesi, tohum-fide üretimi, ekimi-dikimi, bakımı, hasadı ve sonrası gibi uzun bir sürecin olduğunu düşünelim.

Düşünelim ve çiftçiliğin ne olduğunu ve neden çiftçilere saygı duymamız gerektiğini bir kez daha derinden hissedelim.

TMO tarafından yapılan bir araştırma da her gün 6 milyon ekmek çöpe atılıyor.

Günde yaklaşık 125-130 milyon ekmek üretiliyor ve bunların %5’inin israf edildiği tahmin ediliyormuş.

Üretilen gıdanın % 40 kadarının çöpe gittiği günümüzde emeğin ne denli heba edildiği görülüyor.

Çiftçilerimizin emeklerinin kıymetini ne zaman israf yapmaz, ekmeği çöpe atmasak sanırım o zaman daha çok bilmiş oluruz.

Mazotun, gübrenin, tohumun, suyun ve işletmenin pahalı, KDV’nin yüksek olduğu ortamlarda üretim yapmanın ne denli zorlu olduğunu bir çiftçi çocuğu olarak bilirim.

Ürünlerinin değerinde satılmadığını dillendiren çiftçilerin feryadını, alın terleri ve emeklerine saygı duymanın önemli olduğu en azından bugün anımsanmalıdır.

Üretimin her aşamasında gece gündüz, kar kış, sıcak yaz demeden, aktif olarak durmadan çalışan çiftçilerimizin emeğine saygı gününde başta çiftçi babam, kardeşim ve diğer çiftçilerin gününü candan kutluyorum.

Nazım’ın dizelerindeki;

Topraktan öğrenip

kitapsız bilendir.

Dediği çiftçiler olsa gerek.

Yaşayarak öğrenerek, öğreten, üreten dönüştüren ve mutsuz mutlular.

İyi ki varlar. İyi ki kimseye kızmadan üretime devam ediyorlar ve gıda güvencemizi sağlıyorlar.

Çift Dostu Atatürk’ün Çabaları Halen Çok Büyük Önem Oluşturmaktadır

Çiftçiyi ve çiftçinin önemini en iyi kavrayan Mustafa Kemal olmuştur.

Cumhuriyet ile birlikte ülkenin kalkınmasında tarımın ve çiftçinin önemini her vesileyle kalkınmanın merkezine almıştır.

Tarımdan başkada ekonomik gücü, çiftçiden başkada üretici insanı yoktu.

Bunu en iyi şu ifade ile dile getiriyor: "Milletimiz çiftçidir. Milletin çiftçilikteki çalışma imkânlarını, asri ve iktisadi tedbirlerle en yüksek seviyeye çıkarmalıyız. “Kılıç ve saban; bu iki fatihten birincisi, ikincisine daima yenildi."

Bir başka ifadesinde ise "Köylü milletin efendisidir!".

Bir defa, memlekette topraksız çiftçi bırakılmamalıdır.

Bundan daha önemli olanı ise, bir çiftçi ailesini geçindirebilen toprağın, hiçbir sebep ve suretle, bölünmez bir mahiyet alması.

Doğru bir sosyolojik ve verimlilik analizi ile stratejisini tolumun üretici gücü olan çiftçiler üzerinden kalkındırmak için çiftçinin ve çiftliğin korunmasını ve geliştirilmesini gerçek proje ve yaptıkları ile ortay koymuştur. Aynı zamanda çiftçinin halinden anlayan ve onların hal ve hatırını soran bir çiftçi dostu olduğunu her vesileyle göstermiştir

(http://www.thegeyik.com/mustafa-kemal-ataturk-ile-ciftcinin-hikayesi/?fbclid=IwAR0OXQZJxRPQkdVyneAdtciQ-gXzr99qDDVH_4fvaO8NBh0DAYKBQ_i62Xg).

Prof. Dr. İbrahim Ortaş, Çukurova Üniversitesi, 14 Mayıs 2020 Adana,  İ

YORUMLAR

  • 0 Yorum