Ülkede 'tarafsız gazetecilik' tarih oldu.
Tarafsızlığını korumaya çalışanlar da, (tabiri caizse) ne İsa'ya ne Musa'ya yaranabiliyorlar.
Gazeteler ve köşe yazarları popülaritesini kaybedince...
Toplum, çeşitli meslek dallarından yorumcuların katıldığı tartışma programlarını takibe almaya başladı.
Fakat o da ne?
(Adil ve ilkeli yayın yapanları tenzih ederek söylüyorum)
Tartışma programları da amacının dışına çıkar oldu.
Amiyane tabirle işin suyu çıkmaya başladı.
Evet, tartışma programlarında tarafgir yorumculara yer veriliyor.
Hoş! Karşıt görüşlere sahip konukların sayı dengesine dikkat ediliyor.
Peki, bu ülkede gündemi objektif bir bakış açısıyla değerlendirecek tarafsız isim(ler) yok mudur?
Ben tartışma programlarını izlediğimde fikir sahibi olmak istiyorum.
Eğitimleri, bilgi birikimleri, tecrübeleri, öngörüleri, vizyonları ve dünya görüşleriyle...
Mezkur isimler beni aydınlatsın, bana bir ufuk çizsin, beni düşünmeye sevk etsin istiyorum.
Ne var ki, milyonlarca vatandaş gibi, kanaat önderi diye dinlediğim isimlerin "taraftar önderliği"ne büründüğüne üzülerek şahit oluyorum.
Birileri iktidarın gözünün üstüne nasıl çakarım diye fırsat kolluyor.
Diğerleri de iktidarın gözüne nasıl girerimin hesabını yapıyor.
Herkes kendi tarafını kabul ettirmeye çalışıyor.
"Algı yönetimi" dedikleri bu olsa gerek!..
Sözde araştırma sonuçları üzerinden afaki yorumlar, bıyık altından gülerek dile getirilen öngörüler, ve "yanlış" ya da "doğru tabi" diye başlayıp “ama” ile devam eden söylemler...
Bu noktada...
Hemen her gece sosyal medya üzerinden "Milletin aklıyla dalga mı geçiyorsunuz?" eleştirilerine katılmamak elde değil.
Demem o ki, tartışma programlarında fikir fırtınası değil, adeta siyaset yapılıyor.
Güya siyasi değiller, ama siyasilerden daha tarafgirler.
Siyasiler hiç olmazsa partisine karşıt görüşte olan insanların da semtasini toplamak adına daha yumuşak konuşmaya özen gösteriyorlar.
Evet, eksiden liderler ve lidere yakın siyasiler çıkardı tartışma programlarına...
Şimdilerde devir değişti, vekalet siyasetçiliği dönemi başladı.
Vekalet dediysem lafın gelişi, kimsenin onları kendine vekil filan tayin ettiği yok!
Aksine zatı âlileri iktidarı savunmayı ya da eleştirmeyi kendilerine görev addedinmişler.
Çıkıp çıkıp kraldan fazla kralcılık yapıyorlar.
TV ve sosyal medyada kendisini referans göstererek konuşan bazı isimlere işaret ederek, "Kimse benim adıma racon kesmesin!" diyen sayın Recep Tayyip Erdoğan'ı da şimdilerde çok daha iyi anlıyorum!
Ve birkez daha yineliyorum!
TV programlarında 24 Haziran için AK Parti'ye pempe tablolar çizen bazı yorumcular, AK Parti teşkilatlarını rehavete sürüklemekle beraber, muhalefet cenahını da tahrik etmek suretiyle birbirine daha da kenetlemeyi çok iyi başarıyorlar.
Aferin böyle DEVAM edin!
YORUMLAR