HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Eğer bize oy vermezseniz...

18 Mayıs 2018 - 19:00

Yaşadığım yerde, Foça'da...

Yerel seçimler öncesinde...

CHP propagandası yapan bazı hemşerilerim şöyle derdi:

-Cumhuriyet elden gidiyor!..
-Rejim tehlikede!..
-Bu bizim ikinci kurtuluş savaşımızdır. 
-Vatanı kurtarmak istiyorsanız, oyunuzu Gökhan Demirağ'a verin!

Zannedersiniz ki, aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş... 

Ve Gökhan Demirağ yeniden seçilirse, Foça'dan adeta bir güneş gibi doğacak, İzmir'in dağlarında çiçekler açacak!..

Breh breh breh...

Tabii bu söylemleri tebessümle mukabele eder, vatanın kurtuluşu Gökhan Demirağ'a kaldıysa vay halimize, diyerek hayıflanırdım. 

Şimdi, eğri oturalım doğru konuşalım.

Kendi açılarından haksız sayılmazlardı. 

Zira Gökhan Demirağ'ın anlatılacak ne bir başarı öyküsü, ne övünülecek bir tarafı, ne de referans gösterilebilecek bir eseri vardı. 

Hal böyleyken...

Geriye sadece ideolojik söylemler üzerinden hamaset yapmak kalıyordu.

Kakdı ki ''Vatan, Millet, Sakarya'' edebiyatı çerçevesine oturtulan seçim kampanyaları son derece başarılı da oldu.

Haa! Bu arada mezkur yerel seçimlerde 'Vatan elden gidiyor' diyerek bir tarafını yırtanlar, sanmayın ki 16 Nisan gibi önemli bir referandumda aynı eforu harcadılar!

Sanmayın ki, şimdilerde kapı kapı geziyorlar!

Çünkü yerel seçimlerde asıl tehdit altında olan vatan değil, belediye kaynaklı menfaatlerdi.

"Belediye başka bir partiye geçerse, sonra biz ne yaparız?" diyemeyeceklerine göre...

Toplumun ortak ve hassas noktası olan milli değerler üzerinden korku pompalamak daha çok işlerine geliyordu. 

Şimdilerde ise aynı kişilerin 24 Haziran seçimlerini kendilerine dert edindiklerini göremiyor, ve ne yalan söyleyeyim üzülüyorum!

Halbuki 24 Haziran seçimlerinin önemini defaatle vurgulayan  Muharrem İnce, uyku uyumuyor, meydan meydan geziyor. 

Ancak...

"CHP, nasıl olsa bizim buralarda  her türlü birinci parti çıkar" düşüncesine malik olanlar kılını bile kıpırdatmıyor. 

Yahu kardeşim, hani güya  Gökhan Demirağ için yaptığın gibi düşsene yollara, tırmansana direklere, tek bir oy için yine saatlerce dil döksene önüne gelene, gezsene kapı kapı, dokunsana herkese...

Yoksa bu defa vatan tehlikede değil mi?

Ya da tersten soralım, söz konusu tehlike yine yerel seçimler öncesinde mi zuhur edecek?

Gelelim asıl konuya...

Ben Foça'da (yerel seçimlerde) CHP'lilerin ''Vatan, Millet, Sakarya'' edebiyatından yaka silkerken...

Bugün aynı edebiyatı sosyal medya üzerinden  bazı AK Parti destekçileri de yapıyor. 

Şöyle ki: "Türk Devletinin ve Vatanının bekası için Cumhur İttifakına oy verin" 

Nasıl yani?

Millet ittifakında yer alanlar ve destekçileri bu vatanın evlatları değil mi?

Millet ittifakına mensup olanlar başka bir gezegenden mi geldiler?

Millet ittifakı kazanırsa, Türkiye başka bir ülkenin boyunduruğu altına mı girecek?

Bu vatan hepimizin değil mi?

Niçin sürekli korkular üzerinden siyaset yapıyoruz?

"Komünizm gelecek", "Türkiye İran olacak" , "Zinde kuvvetlere dikkat" gibi fitneler üzerinden yeterince zarar görmedik mi?

Deyim yerindeyse, "ölümü gösterip sıtmaya razı etmek" stratejisinden vazgeçmenin artık zamanı gelmedi mi?

Yaşadığım kasabadan bir örnek daha vereyim...

"Foça'da Gökhan Demirağ'dan başka belediye başkanlığı yapacak başka adam mı var?" 

Ben bu söyleme sinirlenirken...

Şimdi çıkmış birileri şöyle diyor: "Türkiye'yi  Recep Tayyip Erdoğan'dan başka yönetecek bir isim daha var mı bu ülkede?" 

Yahu bu nasıl bir zihniyettir?

Hiç kimse annesinden başkan ya da lider olarak doğmamıştır!

Hiç kimse vazgeçilmez değildir. 

Ki, devlette devamlılık esas  değil midir?

Ne Foça'nın ne de Türkiye'nin bekası tek bir kişinin iktidarına ya da yaşamına bağlı değildir/olamaz!.

Eğer öyle olsaydı... 

Büyük önder Mustafa Kemal Atatürk'ün, İsmet İnönü'nün, Adnan Menderes'in, Turgut Özal'ın vefatıyla her şeyin bitmesi gerekmez miydi?

Sözün özü, her kim lafa "Eğer oyunuzu bize vermezseniz"diye başlar ve devamında beni vatanımın ve bayrağımın bekası üzerinden tehdit ederse, o zihniyete oy vermeyeceğim!

Zira vatanın bekası tek bir kişinin ya da partinin tekelinde olamaz!

Söz konusu vatan olduğunda, tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi, necip milletimiz her daim yekvücut olmasını bilir. 

Hiçbir Türk vatandaşı da gerektiğinde şehit veya gazi olmaktan  asla tereddüt etmez!

Bunun içindir ki, ekonomiyi konuşalım, eğitim sistemini tartışalım, işsizliğe değinelim.

Mesela sağlıkta, ulaşımda gelinen noktayı takdir edelim. 

Ama...
Diğer taraftan da Türkiye'de adalete olan inancın hangi seviyelerde olduğunu sorgulamayı da ihmal etmeyelim. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum