HASAN ESER

HASAN ESER

mahalligundem.com Genel Yayın Yönetmeni

Adı Hıdır Elinden Gelen Budur

25 Haziran 2018 - 11:16

Türkiye, tercihini Recep Tayyip Erdoğan'dan yana kullandı. 

Seçenlere saygı duymak, seçilenleri tebrik etmek gerekir.

Uzun yıllardır futbolu takip ederim, izlediğim her maç sonrasında da kaybeden takımın hocası acaba nasıl bir açıklama yapacak diye merak ederim. Evet, bir nevi takıntı benimkisi. 

Hiç unutmam, güzide bir kulübümüzün hocası, takımının aldığı farklı mağlubiyetin ardından şöyle demişti:

"5-0'ın bahanesi mi olur?"

Recep Tayyip Erdoğan, bir önceki cumhurbaşkanlığı seçimine göre oyunu arttırdı ve en yakın rakibine de fark atarak yeniden seçildi. 

Muharrem İnce nezdinde, bu saatten sonra bu hezimetin bahanesi olabilir mi? 

Velev ki olsun; bahaneler üretmek kime ya da neye yarar? Ki atı alan Üsküdar'ı geçti. 

Siz çıkıp bahaneler sıralarsınız, hedef kitleniz de aynen şöyle der: "Başarısızlığa bahaneler bulacağına, başarıya giden yolu bul!.." 

Siyaset netice alma sanatıdır. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan siyasi dehasını bir kere daha konuşturdu. 

AK Partili tanışlarım "Reis kaybedeceği maça çıkmaz!" diyerek, muhalafetin çürük ipliğe hülya dizdiğini söylüyordu. 

Kabul etmem gerekir ki haklı çıktılar! 

Şimdi gelelim işin detay kısmına...

"CHP'linin güvenip genel başkan yapmadığı adamı, millet nasıl güvensin de cumhurbaşkanı seçsin" söylemi tuttu! 

Evet, Muharrem İnce gibi bir değere sahip olan CHP, elindeki değerin kıymetini bilip, o'nu genel başkanlığa taşıyacak iradeyi kurultay sandığına yansıtma ferasetini göstermemiş.

CHP'lilerin şapkalarını önlerine koyup düşünmeleri gerekir. 

Dümene geçen İnce, sergilediği performans ile kısa bir sürede CHP'nin yelkenlerini doldurdu. 

İnsan sormadan edemiyor: Muharrem İnce, bu seçime en az iki yıllık CHP genel başkanlığı tecrübesiyle girmiş olsaydı, acaba daha etkili olmaz mıydı? 

KILIÇDAROĞLU'NUN ADI... 
Hiç kimse çıkıp da Kemal Kılıçdaroğlu'nu (tabir yerindeyse) günah keçisi ilan etmeye çalışmasın. 

Kılıçdaroğlu, 16 Nisan referandumunda vücut bulan 'Hayır' bloğunun mimarıydı. 

"Adalet" yürüyüşü gibi hamlerle mezkur yapıyı konsolide etmeyi de başardı. 

Erken seçim kararı alınınca... 

"Sen aday olma, kaybedersin..." tavsiyelerine uyarak aday olmadı. 

"Biz kendi içimizden bir aday istiyoruz" çağrılarına duyarsız kalmadı ve tabanın işaret ettiği ismi aday gösterdi. 

Kısacası, Kılıçdaroğlu ilk defa partililerinin sözünü dinledi ve ne deniliyorsa onu yaptı. 

Demem o ki, Kılıçdaroğlu'nun adı Hıdır, elinden gelen budur!

MUHARREM İNCE'NİN ADAYLIĞI... 
Belki klişe bir ifade olacak ama, ben demiştim!

Muharrem İnce'nin adaylığı tam anlamı ile bir paradokstu. 

Haa! Muharrem İnce CHP'den değil de merkez sağ geleneğinden gelen bir aday olsaydı, bugün her şey daha farklı olurdu. 

Her ne kadar rozetini çıkarmış olsa da, nihayetinde o CHP'nin adayıydı.

Ve bu seçim iki seçeneğin başa güreştiği bir yarış oldu.

Daha açık ifade edeyim, AK Parti'ye yöneltilen tüm eleştiriler unutuldu. Çünkü Muharrem İnce'nin adaylığıyla, seçim yarışı Türkiye'nin geleneksel yüzde 65'e 35 olan sağ-sol denklemine oturdu. 

Bu denklemin oluşmasında, cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sürekli Muharrem İnce'yi hedef alan konuşmaları da etkili oldu. 

Nitekim bir değil, bin defa da seçim yapılsa, sağ-sol yarışına dönüşen bir yarışta, CHP'nin sittin sene kazanma şansı yoktur bu ülkede. 

MERAL AKŞENER'İN HATASI...
İYİ Parti'nin kuruluşuyla birlikte, süreci nakış gibi işledi. 

Adımlarını düşünerek attı, ince eleyip sık dokudu, her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesap etti, bir tek Muharrrem İnce'yi hesap edemedi. 

Temel Karamollaoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Gül'ün çatı adaylığı için adeta çırpındı. 

Meral Hanım, 'Nuh' dedi 'peygamber' demedi.

"Çatı matı anlamam, ben adayım" açıklamasıyla gemileri yakan taraf oldu. 

Kemal Bey'in de canına minnet, CHP'nin İYİ Parti'ye kanalize olan oylarını geri çekmesi gerekiyordu ve CHP'nin ana muhalefet partisi konumunu korumak adına Muharrem İnce hamlesini yaptı. 

Muharrem İnce'nin aday olması da Meral Akşener için sonun başlangıcı oldu. 

Sözün özü, muhalefet kaybetmek için elinden geleni ardına koymadı. 

NOT: Abdullah Gül'ün çatı olup ikinci tura kalması halinde, 'biz oy vermeyiz' diyenlerin gözleri aydın, artık ikinci turda oy kullanmak gibi bir mecburiyetleri yok! 

YORUMLAR

  • 0 Yorum