EROL MARAŞLI

EROL MARAŞLI

Gazeteci -Yazar

Kadının Siyasetteki Yeri Kadın Valilerimiz

10 Kasım 2018 - 10:20

Rahmetli Turgut Özal Başbakan olarak Manisa’ya geldiğinde; basın mensubu bizleri, temelini attığı şantiye binasının bir odasında topladı: uzun bir konuşma yaptı. Bu arada dünyanın küresel gidişi ile ilgili olarak; basın, siyasiler ve /özellikle altını çizip/ yöneticilerimizin, ufkunun darlığından bahsetti.

Son olarak da bize iki kitap tavsiye etmişti: John Naisbitt’in  ve Patricia Aburdene nin “Megatrends” kitabı ile Peter F. Drucker’in “Yeni Gerçekler” kitabı.  Manisa’da bulamayınca, İzmir’e gidip kitabı alıp bir çırpıda okudum: Naisbitt ve Aburdene o gün için dünyanın önde gelen araştırmacıları imiş: kitabı okuyunca anladım. Yayınevine göre, kitap; dünyaya yön vermek isteyen seçkinler için yazılmış. Sekiz yıl önce yayınladıkları Megatrends için, "geleceğe ışık tutan, doğrultuları kavrayan ve bizim de kavramamızı sağlayan olağanüstü kitap" denmişti. 

Megatrends kitabında 1980'lerin geleceğini doğru tahmin etmişler ve   2000’li yılları etkileyecek on yeni etkenin, “dünyayı yeni bir değişim ve gelişim sürecine götüreceğini.” anlatıyorlar. Bu oluşacak atmosferden birisi de “kadınların birçok alanlarda” liderliğe oturacaklarını söylüyorlardı. 1990 sonrası dünya için söyledikleri: /evrensel ekonomik patlama, Sanatta yeniden doğuş, Serbest piyasa sosyalizmin doğuşu, Evrensel yaşam tarzları ve kültürel milliyetçilik, Refah devletinin özelleştirilmesi, Pasifik kuşağının yükselişi, Biyoloji çağına geçiş, dinsel yeniden doğuş ve bireylerin zaferleri./

Gerçekten 1990 sonrası kadınların altın yıldır diyebiliriz.

İtirazınızı kabul ediyorum: ülkemiz hâlâ kadınlar açısından bu altın çağı yakalamakta zorlanıyor…bir gün gelecek yakalayacaklar ve her kurumun, toplumun, devletin yönetiminde çoğunlukta olacaklar… “Kıyamet Erkekleri(*) ise ne yapacaklar, bilemiyorum…

***

Gelelim konumuza: kadınlarımızın siyasetimizdeki geldikleri noktaya bir bakalım. Yıl 1930 “Belediye Kanunu”nun da yapılan düzenlemeyle, yerel siyasette yer alma ve yöneticileri belirleme hakkı elde eden kadınlar; en demokratik haklarını ilk kez bu yıl ki seçimlerde kullandılar. Çok sayıda kadın belediye meclislerine girdi.

 Dünyada Kadınlara seçme ve seçilme hakkı ilk kez 1893 yılında Yeni Zellanda da verilmiş idi. Türkiye; Fransa, İtalya, Hırvatistan, Slovenya’dan 11, Romanya’dan 12, Bulgaristan’dan 13, Belçika’dan 14, Yunanistan’dan 15, İsviçre’den ise 36 yıl önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanımıştı. Bu, Mustafa Kemal Atatürk’ün iradesi ve çabasıyla Cumhuriyet rejiminin kadınlarımıza bir hakkın verilmesi ve armağanı idi.

1933 yılına gelindiğinde “Köy Kanunun” da yapılan değişiklikle, kadınlar, muhtar ve ihtiyar heyetlerine seçme ve seçilme hakkına da sahip oldu. Aydın’ın Çine ilçesine bağlı Demirdere köyünde (Bugünkü Karpuzlu ilçesi) yaklaşık 500 oy alarak seçimi kazanan Gül Esin, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk kadın muhtarı oldu

 2014 yılında yapılan seçimlerde   kadın muhtarların sayısı, genel itibariyle bir önce ki seçimlere göre % 40.2 artışla, genel muhtar sayısının % 1.3 sini oluşturmaktadır.  

Türkiye’de toplam 73 ilde kadın muhtarı bulunmakta olup Adıyaman, Bitlis, Hakkari, Iğdır, Muş, Batman, Şırnak, Sinop illerinde ise maalesef hiç kadın muhtarımız hiç bulunmamaktadır. 81 ili kapsayan verilere göre belediyeler de erkek meclis üyesi oranı %89’a ulaşırken kadın üye oranı %10’da kalıyor.   Yerel yönetimin baş aktörü olan belediye başkanı oranları çok daha fecaat: Kadın:%2, erkek: %97. 

MİLLETVEKİLLERİNE GELİNCE; 5 Aralık 1934 tarihinde anayasamızda ve seçim kanununda yapılan değişiklik ile kadınlar 22 yaşında seçme, 30 yaşında da seçilme hakkına sahip oldu. Türkiye'de kadınlara milletvekili olma hakkının tanınmasının ardından yapılan seçimde Meclis'e 18 kadın milletvekili girmiş ve yüzde 4.5 oranında temsil edilmişlerdi. Bu temsil oranı ile o döneminde dünyada 2. sırada yer alıyorduk.

 7 Haziran 2015 seçimlerinde TBMM'e 98 kadın milletvekili girdi ve kadınlar Meclis çatısında yüzde 17.8 oranında temsil edildi. Bu Cumhuriyet tarihimizin en yüksek oranıydı.  Aynı yılın 1 Kasım seçimlerinde Meclis'e girebilen kadın sayısı 81'e, oran yüzde 14.5'e geriledi. Şu anda %14.7 temsil oranı ile ne acı ki, dünyada 133'üncü sırdayız.

Ancak bugün 596 kişilik mecliste Ak Parti’nin 53, HDP’nin 26, CHP’nin/Atatürk’ün kurduğu partinin/ 18, MHP’nin 4, İYİ partinin 3 milletvekili olmak üzere 104 kadın milletvekili vardır. Yani altıda bir.

KADIN VALİLER ve FUNDA KOCABIYIK

Turgut Özal'ın Cumhurbaşkanı olduğu döneminde, 1991'de Muğla'ya atanarak "Türkiye'nin ilk kadın valisi" unvanına sahip olan Lale Aytaman dır. Daha sonra Kırklareli Valisi Esengül Civelek/ Muğlanın ikinci kadın valisi oldu/ ve Sinop Valisi Yasemin Özata Çetinkaya da bu hakkı elde edebildiler. Yalova Valiliğine atanan Akyurt Kaymakamı Tuğba Yılmaz, Türkiye'nin dördüncü kadın valisi oldu. Uşak vilayetinin ilk kadın valisi ise Funda Kocabıyık.

Yeni atanan valilerin öz geçmişlerine baktım: emanet ehil ellerde diyebilirim.

Funda Kocabıyık hanımefendi, kıymetli kardeşim Hüseyin Kocabıyık’ın eşidir.

Hüseyin Kocabıyık; geçmiş dönem İzmir’imizin milletvekili idi. Kendisi Tansu Çiller/ hanım başbakan iken, Başbakan danışmanıydı. Arkadaşlarıyla beraber devletimize büyük hizmetleri oldu. Daha sonra gazetecilik yaptı. Geçen dönem de Ak Partiden milletvekili olmuştu.

Funda hanımefendi’nin, valilik koltuğuna, salt eski milletvekili eşi olduğu için getirildiğini sanmıyorum. Öyle olsaydı; eski milletvekillerinin eşleri de bugün valilik koltuklarında oturur olacaktı. Böyle bir hüküm vermek ve kıyas yapmak zûl dür. Yapılana da haksızlıktır.

Funda hanım, Milli Eğitim camiasının tanınan ve başarılı bir ismi. MEB’da müfettişlikten sonra, 3 ayrı kurumda Genel Müdürlük yaptığını gördüm: MEB Okul Öncesi Genel Müdürlüğü, yine MEB Temel Eğitim Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü görevlerinde bulunmuş. Yani 8 yıl aralıksız Genel Müdürlük yapan bir hanımefendi.  Belki de bu kadar uzun yıllar genel müdürlük yapan başka birisi var mıdır diye düşündüm. Başarısız birisi, eşinin hatırı için genel müdürlük gibi mesuliyeti ve icraatı zor bir makamda kalabilir miydi?

Atandıktan sonraki ve göreve başlarken yaptığı konuşma ve verdiği röportajları okudum, bu göreve gelirken hazırlıklı gelmiş olduğu belli. Geldiği şehrin sorunları üzerinde çalışmış. Bu demek ki; başarının ilk basamağı…

Şimdi salt Hüseyin Kocanbıyık’ın eşi olduğu için bu göreve “kayırma” ile atandığını söyleyebilir miyiz?

El insaf!

Başarılı olacağına olan inancımla tebrik ediyorum.

(*) Yazmaya başladığım kitap

EROL MARAŞLI 

YORUMLAR

  • 0 Yorum