Birol Güven: "İnternetsiz geçen yıllarıma yanıyorum"

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü tarafından “Dijitalleşme ve Yalnızlık” ana temasıyla çevrimiçi gerçekleştirilen 3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu alanında uzman kişilerin katılımıyla gerçekleşti.

Birol Güven: "İnternetsiz geçen yıllarıma yanıyorum"
12 Aralık 2021 - 11:45

“Asıl yalnızlık internet öncesi döneme aittir”

 Üsküdar Üniversitesi tarafından düzenlenen 3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu, bu yıl “Dijitalleşme ve Yalnızlık” başlığı altında gerçekleştirildi. Sempozyumun ikinci gününde senarist-yazar Birol Güven, “İnterneti Olan Yalnız Olmaz” başlıklı konuşmasında ezberleri bozdu. Güven, “İnternetle beraber dünyaya gelmek isterdim. Erken doğmuşum. İnterneti olan insan yalnız değildir. İnternet demokratiktir, herkese eşitlik sağlar. Asıl yalnızlık internet öncesi döneme aittir.” dedi.
 

Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü tarafından “Dijitalleşme ve Yalnızlık” ana temasıyla çevrimiçi gerçekleştirilen 3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu alanında uzman kişilerin katılımıyla gerçekleşti.

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Yönetim Üst Kurulu Başkanı, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Dijitalleşme Çağında Yalnızlık” başlıklı bir konuşma yaptığı sempozyuma Kazakistan, İngiltere ve Türkiye’nin çeşitli üniversitelerinden bilim insanları ve akademisyenler katıldı.
 

Yapımcı senarist Birol Güven: “İnternetsiz geçen yıllarıma yanıyorum”

Sempzoyumun ikinci gününde “İnterneti Olan Yalnız Olmaz” başlıklı bir konuşma yapan yapımcı-senarist Birol Güven, hayata dair tespitlerini dizilere ve sinemaya döktüğünü belirterek “İnternetsiz geçen yıllarıma yanıyorum. İnternetle beraber dünyaya gelmek isterdim. Erken doğmuşum. İnterneti olan insan yalnız değildir. İnternet demokratiktir, herkese eşitlik sağlar. Asıl yalnızlık internet öncesi döneme aittir.” dedi.
 

Birol Güven: “İnternet barışı destekliyor”

 İnternetin insanlığa bilgi sunduğunu ifade eden Birol Güven, şunları söyledi:
“80’leri çok iyi hatırladığım için bu diziyi yazdım. İnsanların iletişimsiz olduğu bir dönemdi. Yeni nesillere ‘Nerde o eski bayramlar, eskiden her şey daha güzeldi’ demeyeceğim. Ben bu sempozyumdaki yalnızlık kavramını iletişimsizlik olarak alıyorum. Çünkü internetin iletişimi sağladığını düşünüyorum. Dijital dünyadaki yalnızlığı bağımlılık olarak ele alıyorsak o zaman başka bir şekilde değerlendirmek lazım. İnternet sayesinde insanlar kendileri gibi düşünen insanları buluyorlar. Ya da iklim krizi gibi dünyanın ortak sorunlarına yine internette oluşan topluluklar sayesinde çözüm bulunabilir. Bir Türk ve Bir Yunanlı çocuk aynı oyun içinde beraber oynuyor ve birbirlerini tanıyorlar. Ben internetin barışı desteklediğine de inanıyorum. Elbette kötü amaçlı kullanım her şeyde olduğu gibi internette de etkilerini gösterebilir.”
 
Eğitimci, yazar Hülya Mutlu: “İş dünyasındaki yalnızlığı empatik yaklaşım azaltır”
Eğitimci, yazar Hülya Mutlu ise “Dijitalleşme ve İş Hayatında Yalnızlık” başlıklı sunumunda izolasyonun özellikle büyük kentlerde yalnız yaşayan iş insanlarını daha çok etkilediğini belirterek “Her gün işine giden ve ofis ortamında sosyalleşen insanlar pandemiden daha çok etkilendi.” dedi.
 
Yurt dışında işe alım süreçlerinde kişilere yönelik yalnızlık envateri uygulaması olduğunu kaydeden Mutlu, “Yani çalışanı işe almadan önce disfonksiyonel yalnızlığına bakıp yardıma ihtiyacı varsa müdahale ediyorlar. Bunu tüm işverenler uygulamalı.” diye konuştu.
 
İş dünyasında insanları yalnızlaştıran şeylerden birinin de rekabetçi ortamlar olduğunu belirten Hülya Mutlu, “Bunun yerine akran mentörlüğü, tersine mentörlük uygulanmalı. İş dünyasındaki yalnızlığı azaltacak olgulardan biri de empatik yaklaşım. İlişkiler çok yabancılaşmış durumda. Görünen ve hakikat arasındaki mesafe çok uzak ve kopuk. Yalnızlığı azaltacak bir diğer yaklaşım da; kişinin yaptığı işi anlamlı bulması. Bu kocaman dünyanın değerli bir parçası olduğunu idrak etmeli. Bunu görmezse kendisini yetersiz ve yalnız hissediyor.” diye konuştu.
 
Hülya Mutlu: “Çalışanların işyerinde yakın bir arkadaşı yani kankası olmalı”
Hülya Mutlu, kişilerin çalıştıkları şirkette en az bir tane yakın arkadaşı olması gerektiğini belirterek “İnsanlar böyle frekanslar yakaladığında çok daha mutlu oluyorlar. İş yerlerinin şu andaki en büyük problemlerinden biri yanındaki masada oturan arkadaşının sıkıntını bilmemesi.” dedi.
 
80’ler dizisinden özel mesaj 
 
80’ler dizisi oyuncularının dijitalleşme ve yalnızlık üzerine sempozyuma özel dizi setinde çekilmiş video mesajının da gösterildiği sempozyumda, dijital çağda yalnızlık bir çok yönüyle ele alındı. 
 
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış Erdoğan da sempozyumda “Çevrimiçi Buluşma Sitelerinde Kadınların Yalnızlıktan Kurtulma Deneyimleri" başlıklı sunumuyla dikkat çekti.
 
Prof. Dr. Barış Erdoğan: “Dünya genelinde 371 milyon çevrimiçi buluşma sitesi kullanıcısı var”
 
Buluşma uygulamalarının kullanıcı sayısının dünyada ve Türkiye'de hızla büyüdüğünü belirten Prof. Dr. Barış Erdoğan, “İlk çevrimiçi uygulama sitesi, 1994 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde ortaya çıkıyor. 2021 yılı verilerine göre bütün dünya genelinde 371 milyon çevrimiçi buluşma sitesi kullanıcısı var. Bu kullanıcıların cinsiyetlere göre dağılımında her üç kullanıcıdan ikisinin erkek olduğu görülmekte. Yani yüzde 31’i kadın yüzde 69’u erkek, Asya ile Avrupa arasında bir geçiş ülkesi olan Türkiye'de ise Amerika Birleşik Devletleri'nden 6 yıl sonra 2000 yılında siberalem.com diye bir site kuruluyor. 2021 yılına gelindiğinde ise ücretli ücretsiz toplam 8.7 milyon online buluşma sitesi kullanıcısı var.” dedi.
 
Prof. Dr. Barış Erdoğan: “Mahrem ilişki arayışı ve yeni bağlar kurulması yaygın bir pratk”
 
Türkiye'deki kullanıcıların yüzde 21.7'inin kadın, 78.3'ünün erkek olduğunu ifade eden Erdoğan, “Diğer bir deyişle Türkiye'deki çevrimiçi mahrem pazarı dünya orta olmasına göre anlamlı bir oranda daha erkek ağırlıklı ve Türkiye'de evlilik kurumu dışında stabil ilişkilerin bir tabir ile akışkan aşkların, mahrem bağlantıların ne kadar kısmının internet aracılığı gerçekleştiği konusunda aslında elimizde nicel bir veri bulunmuyor. Ancak saha görüş gözlemlerimiz görüşmecilerin ifadeleri, araştırmayı yaptığımız Türkiye'nin en büyük metropolü olan İstanbul’daki gözlemlerimiz yalnız yaşayan bekar kadınlar arasında internet üzerinden mahrem ilişki arayışının ve yeni bağlar kurulmasının yaygın bir pratik olduğunu bize düşündürmektedir. Buluşma uygulamalarının kullanıcılarına sağladığı en büyük yenilik, onlara yüz yüze toplumsal etkileşimlerin gerçekleştiği çevrimdışı dünyadan farklı yeni bir benlik sunumu ya da izlenim yöntemi imkanı vermesi.” dedi. 
 
Sempozyumun ikinci gününde İstanbul Üniversitesinden Prof. Dr. Veysel Bozkurt, “Kalabalıkların Yalnızlığı” başlıklı konuşmasıyla katıldı. İstanbul Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Belma  Oğul ve  Arş. Gör. Oğul Köker, “Erkeğin Yalnız Mekânı Olarak Ev Stüdyosu”; Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesinden Prof. Dr. Fulya Bayraktar,  “Dijitalleşen Dünyada İnsan Olma Sorunu” ve Trakya Üniversitesinden Doç. Dr. Deniz Mertkan Gezgin, “Nomofobi ve Yalnızlık İlişkisi” sunumuyla katıldı.
 
“Yalnızlık, Yalnızlaştırma ile Ayrımcılık ve Şiddet İlişkisi” ele alındı
 
Sempozyumun son oturumunda ise Hacettepe Üniversitesi Prof. Dr. Kadriye Bakırcı tarafından “Yalnızlık, Yalnızlaştırma ile Ayrımcılık ve Şiddet İlişkisi” ele alındı. Üsküdar Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Cem Tutar ve İletişim Uzmanı-Sosyolog Bilge Evran da “Dijital Mekânlar ve Yalnızlık” başlıklı sunumlarıyla katıldı.

Dr. Öğretim Üyesi Cem Tutar, M.Ö. 3.500-4.000 yıllarından başlayarak günümüze gelene kadar ortaya çıkan birçok medeniyetten örnekler verdiği konuşmasında toplumsal etkileşimlerin kolektif bilincin oluşmasına yaptığı katkılardan söz etti.

Dr. Öğretim Üyesi Cem Tutar, “7.yüzyıl ile 11.yüzyıl arasında örneğin İslam Dünyası’nda kentsel mekanların oldukça öne çıktığını ticaretle ve yönetim merkezi olarak öne çıktığını görüyoruz. Tüm bu formlarda yani kentsel mekân formlarında ortak olan nokta şu; aşağı yukarı bu post modern döneme kadar devam ediyor zaten. Kent her zaman bir üretim merkezi, bir dini merkez, bir kültür merkezi, bir iletişim merkezi. Bu anlamda biz kenti bir medium, bir orta yer, toplanma alanı olarak düşünebiliriz. Burada bir toplumsal etkileşim var ve kolektif bilincin oluştuğu bir alan olarak tanımlayabiliyoruz.” dedi. Tutar, günümüzde reklamcılık ve pazarlama tüketim endüstrileri üzerinden tanımlanan yeni kentsel mekânda ise toplumsal ilişkilerin gittikçe çözüldüğünü söyledi.

3. Uluslararası Yalnızlık Sempozyumu, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı’nın kapanış konuşması ile sona erdi.

Sempozyum, Üsküdar Üniversitesi resmi Youtube hesabı ve ÜÜ TV’den de canlı olarak yayınlandı.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR x
Cemil Tugay: Ekonomiyi Düzeltirlerse Belediyeler de İyi Olacak
Cemil Tugay: Ekonomiyi Düzeltirlerse Belediyeler de İyi Olacak
Türkiye'de Enflasyon Beklentileri Yükseldi: 2025 İçin Riskler ve Tahminler
Türkiye’de Enflasyon Beklentileri Yükseldi: 2025 İçin Riskler...