Çocukları tehdit eden 3 yaz alerjisi!

 Acıbadem International Hastanesi Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya çocuğunuzu alerjik reaksiyon oluşturan etkenlerden korumanız için almanız gereken önlemleri anlattı, önemli önerilerde ve uyarılarda bulundu.

Tüm yaş gruplarında önemli ve yaygın bir sağlık sorunu olan alerji çocuklarda daha sık görülüyor. Öyle ki günümüzde her 3 çocuktan birinde alerjik bir hastalık tespit ediliyor. Alerji denildiğinde aklımıza genellikle bahar mevsimi gelse de, aslında yaz aylarında da bazı alerjilerde artış görülüyor; örneğin polen, güneş ve böceklerden kaynaklanan alerjiler gibi!

 Acıbadem International Hastanesi Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya çocukları yaz mevsiminde artış gösteren 3 alerji etkeninden korumanın son derece önemli olduğuna dikkat çekerek, “Çünkü bu hastalıklar hafif belirtilerle ortaya çıkabileceği gibi, öldürücü anafilaksi şeklinde de ortaya çıkabiliyor. Ayrıca, bunlardan biri başladığında (örneğin alerjik nezle) ilerleyip diğer ve daha şiddetli tablolara da (örneğin astım) dönüşebiliyor” diyor. Peki yazın artış gösteren bu alerjik etkenlere karşı çocuklarımızı hangi önlemlerle koruyabiliriz?
 Acıbadem International Hastanesi Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya çocuğunuzu alerjik reaksiyon oluşturan etkenlerden korumanız için almanız gereken önlemleri anlattı, önemli önerilerde ve uyarılarda bulundu.

POLEN ALERJİSİ

Bitkilerin üremeleri için gerekli olan genetik bilgiyi erkek yapılardan dişi yapılara taşıyan tanecikler olan polenler, ebatları mikronla ölçülebilecek kadar küçük oldukları için gözle görülemezler. Ağaç polenleri esas olarak ilkbaharda, çayır-çimen polenleri daha çok ilkbahar sonu ve yaz mevsiminde, yabani ot polenleri de yaz başından sonbahara kadar etkili oluyorlar. Çocuk Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya polenlerin alerjik çocuklarda göz, burun, cilt ve akciğerlerde sorunlara yol açabildiğine dikkat çekiyor. Bunlar gözlerde kaşıntı, sulanma ve kızarıklık; burunda kaşıntı, akıntı, aksırık ve tıkanma; ciltte kaşıntı ve kızarıklık ile akciğerlerde öksürük, hırıltı ile nefes darlığı gibi yakınmalar olabiliyor.

Ne yapmalı?

Polenlerden korunmanın kesin bir yolu olmasa da, alacağınız önlemler çocuğunuzun polene maruz kalma riskini azaltacaktır.

Alerjik olan bitkilerin bulunduğu ortamlarda, özellikle sabah 06:00 - 10.00 saatleri arasında bulunmayın.

Evinizin camlarını sabah saatlerinde açmayın.

Polen döneminde,dışarıdayken çocuğunuza maske, gözlük ve şapka takın. Özellikle rüzgarlı havalarda, havadaki polen miktarının arttığını unutmayın.

Eve geldiğinizde çocuğunuzu yıkayıp elbiselerini değiştirin.

Ev ve araçta mümkünse polen filtreli klima kullanın.

İletişim araçlarından bulunduğunuz yerdeki polen durumunu takip edip risklere karşı tedbirler alın.

Polenlerin yoğun olduğu zaman ve yerlerde çocuğunuza açık hava sporları yaptırmayın.

GÜNEŞ ALERJİSİ

Güneş alerjisi, cildin güneş ışığına maruz kalan bölgelerinde kaşıntılı ve kırmızı döküntülerin oluştuğu bir tablo. En yaygın şeklinde ciltte çok farklı renk ve biçimde döküntüler gelişebiliyor. Şiddetli güneş alerjilerinde sulu kabarcıklar, kurdeşen ile şişlik de oluşabiliyor.

Ne yapmalı?

Güneş alerjisine karşı almanız gereken en önemli önlem; çocuğunuzu direkt olarak güneşe maruz bırakmamak olmalı.

Özellikle güneş ışınlarının en dik geldiği 10:00-16:00 saatleri arasında çocuğunuzu dışarıya çıkarmayın.

Vücudunu kapatan ince ve uzun kollu kıyafetler giydirin. Güneş gözlüğü ile şapkasını mutlaka takın.

Dışarıya çıkmadan 30 dakika önce cildine güneş koruyucu uygulayın ve işlemi her 3 saatte bir tekrarlayın. Deniz veya havuza girdiğinde bu süreyi dikkate almadan, ürünü cildine tekrar yedirin.

BÖCEK ALERJİSİ

Çocuklarda böcek alerjileri özellikle yaz aylarında çok sık rastlanan ve can sıkıcı bir durum. “Böcekler arasında en sık arılar, sivrisinekler ve karıncalar alerjiye sebep oluyor” bilgisini veren Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya, arıların duyarlı vücutta hafif bir alerjiden öldürücü anafilaksiye kadar değişen durumlara yol açabildiğini belirtiyor. Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya anafilakside arı sokmasından birkaç dakika sonra ciltte kızarıklık ve kaşıntı, dil ile dudaklarda şişme, bulantı, kusma ile nefes darlığı gibi sorunlar geliştiğini söyleyerek,“Arı sokmasına bağlı hafif reaksiyonlarda iğneyi parçalamadan çıkarmak ve yara üzerine buz tatbik etmek yeterli olabilirken, anafilakside ise acil olarak bir sağlık kuruluşuna başvurmak gerekiyor” uyarısında bulunuyor. Karıncalar ve sivrisineklere bağlı gelişen alerjide de, arı alerjisine nazaran daha hafif ve yerel kaşıntı ile kızarıklık oluyor. Kızarıklıklar için antihistaminik veya zayıf bir kortizon içeren kremler sürülmesi yeterli geliyor. Prof. Dr. Feyzullah Çetinkaya arı veya diğer böcek sokmalarında, toplumda doğru sanılanın aksine yaraya amonyak sürmenin hiçbir yararı olmadığına dikkat çekiyor.

Ne yapmalı?

Kol ve bacakları kapatan uzun kıyafetler giydirin.

Çiçek renklerini andıran sarı, pembe, turuncu ve kırmızı renkli kıyafetlerden kaçının, kahverengi ile siyah gibi arıların sevmedikleri renkleri tercih edin.

Daha önceden arıya bağlı anafilaksi sorunu yaşamışsanız yanınızda hazır adrenalin iğneleri taşıyın.

Vücuduna koku yayabilecek parfüm ve benzeri şeyleri sürmemeye dikkat edin.

Sivrisinekler ve karıncalar için genel olarak önerilen sinek kovucu tabletler gibi önlemleri almanızda ise bir sakınca yok.

acıbadem international hastanesi prof. dr. feyzullah çetinkaya